Frangipani Flower
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

1 Ağustos 2014 Cuma

Güldürme N'olur..

Prensip olarak izlediğim filmi tekrar izlemem, sonunu bilince heyecanlı olmuyor; zira ben bu filmi izlemiştim şeklinde bir his uyandırıyor insanda..



Eski sevgili mi yok canım işe yarasaydı eski olmazdı zaten.. Ayrıca bunun eskisi mi olur? O ne eskidir artık ne de sevgili; alelade bir insandır artık. Hatta birçok kişiye göre de insan müsveddesi. Aradan zaman geçmesine rağmen hala unutamadım vs şeklinde sana sarıyorsa bil ki senin gibi enayisini bulamadım demek istiyordur o arkadaş! Bu tür oyunlara gelmeyelim..







Aman efendim özgürlük mü varmış bakiim orda? Yerim ben onu yerimm yerimmm..



Dün sporu fazla kaçırmış olmanın verdiği bacak ağrılarımı gururla karşılıyor, sevinçle öpüyorum.. Beni köpek gibi dilim dışarıda koşturarak rambo edasıyla spor yaptıran spor hocama da buradan çok hürmetler.. :) Ben de ondan Türk kahvesi yanında yediğim çikolataları söylemeyerek intikam alıyorum!



Konuşmak istemediğiniz gıcık arkadaşlarla konuşmamak için alternatif bir yöntem daha ortaya çıktı bu sıcaklar sayesinde. Bknz: 'Canım şu an buharlaşıyorum daha sonra konuşsak.'



Tatil planlarımda hep şemsiye altında sahilde yatmak varken yatan tatil planlarım oluyor hep.. Ama bu sefer kesin gidiyorum. (Gidemedi!)


Geçen arkadaşlarım Coca Cola Light ve Fanta içerek Coca Cola'yı ve İsrail'i protesto etti; mutluyuz, huzurluyuz. Ben de çikolata yiyerek spor hocamın sert antremanlarını protesto ediyorum mesela.. Asilik ruhumuzda var!



Geçen ilk defa bizimkiler bana ee ne zaman evleniyorsun dedi, şoklardayım.. Lan! Hani beni vermeyecektiniz kimseye, turşumu kuracaktınız şeklindeki sert tepkimin ardından başlarına gelecekleri anladı sonunda gariplerim... Dehşet içindeki bakışlarını gördükten sonra evlenecek adam mı var triplerine girmedim bile daha.. Bu onlara bir süre yeter.





Geçen arkadaşımı üstü başı parçalanmış kıyafetlerle görünce dayanamadım 'köpekler mi parçaladı canım iyi misin yaa, hastaneye gidelim mi' dedim pişman değilim..













Gülümsemediğin bir gün boşa geçmiştir demiş bir şair o zaman napıyoruuz.. Gülümsüyoruzz ;)







Devamını Oku

16 Temmuz 2014 Çarşamba

Montaj, kurulum varsa haber edin! =)

Evimi düzdüm sonunda benden sevindiriği yok :) Koltuklarımı aldım, halımı aldım, çiçeklerimden kitaplık aksesuarlarıma kadar hepsini hallettim, bir şeker oldu ki tadından yenmiyor.. Aa bu arada kitaplık demişken hemen kitaplığımı kendim nasıl kurduğumu anlatayım da övüneyim biraz :) Hatta bununla da kalmayıp hemmeen aşama aşama sizinle paylaşayım..


 Tanıştırayım: Şarjlı matkabım ve kitaplık kurulum rehberim.




Malzemelerimi tanıtmama gerek yok sanırım.




Ve çalışmalar başlasın :)









Son rötuşlar;





 Veee sonuç :)






Çok tatlı olmamış mıı? :)





Devamını Oku

Sen baska asktaydın ben baska

Neden dedin ya, söyleyemedim artık gücüm yok diye. Ne mesafelere tahammülüm var ne başkasını sevmeye. Üzgünüm, senin kadar güçlü olamadım. Biliyorum sen ikimizin yerine de güçlü olabilirdin ama benim başkasının gücüyle dahi ayağa kalkacak kuvvetim yoktu. Zira yorgunum artık, kelimeleri yan yana getirip cümle bile kuramayacak kadar hem de. Diyor ya şair; 'Ben de sana yetecek kadar ben kalmadı.' Bana bile yetmiyor kimi zaman..


Ve tabiki farklıydık sen başka aşktaydın ben başka. Benim sevilmek istediğim sevgi değildi bu ya da sevebileceğim bir şey değildi.. Benim sevmelerim sana yetmedi seninkiler de bana. 


Hiç üzülmedim diyemem  evet biliyorum, taş kalpli gibi duruyorum ama o kadar da değilim. Üzüldüm, çok hem de, tahmin ettiğinden daha çok; ama hafifledim de. Kafam daha rahat, tek başına olmak hayatta, tüm her şeye karşı tek başına mücadele etmek kolay değil ama daha basit. Daha az düşünüyorum; zira artık sadece kendimden mesulüm.

En iyisi de bu değil mi? Bir süre daha evet en iyisi.


Bir arkadaşım bana sorunlarını başarınla yenmişsin, mücadelecisin demişti. Evet ancak daha başarılacak çok şey, aşılacak çok engel, mücadele edilecek çok sorun var. Ama önce kendimle aramdaki sorunları halletmeliyim, kendimle mücadele etmeliyim.

Edeceğim de..



Daha güzel yazılarda buluşmak dileğiyle sevgili okuyucu.. yanaklarından mıncırmayı da ihmal etmiyorum tabisi ;)




Devamını Oku

12 Temmuz 2014 Cumartesi

Nasıl bilirdiniz diye sorarlarsa dengesiz deyin!

Bir gün mutsuz, diğer gün de pek bir mutlu olan gerberadan selamlar efenim;

Önceki gün gece 3te kalkmış olmanın verdiği mutsuzluğumu 3 günlük tatille yenerek ve bir de üzerine yeni ev alışverişimi bonus olarak ekleyerek mutluluk seviyemi tavan yapmış bulunuyorum.. :)

Burcum terazi yükselenim terazi tabi doğal olarak gerberea dengesizin önde gideni, sonra gerbera neden dengesiz. cık cık cık!

Evim çiçek gibi :) Son birkaç aydır İkea'ya abone olmamın, hatta deyimi yerindeyse demirbaş olmamın meyvelerini toplamak üzereyim.. Koltuklarım tamam, kocaman vazolu güzel çiçeklerim tamam, kitaplığım, banyo aksesuarlarım tamam.. Sonuç: Mutluluk :)


Bu da tatlı mı tatlı çiçeklerimden bir kare.







Hepinize öpücükler efem :)





Devamını Oku

10 Temmuz 2014 Perşembe

Mutsuzluk senfonisi

Sonra sonra bazı şeyler geliyor aklıma, diyorum ki demek ki yer etmiş kafamda.. Bir ses çınlıyor kafamda yeni birinden ayrılmış olmam seni düşündürmesin! Niye düşündürsün ki bir ay kimine göre bir ömür kimine söylesen gülünür.. ya da bir hafta mıydı sahi?


 Kinci miyim? hayır, sadece bazı şeyler unutulmaz..


Diyor ya şarkıda bazen sevdim bazen sevildim, uzadı burnum sivrildi dilim..  Benimki sivrilmekten ziyade çatal dil oldu, yılan dili gibi.. Önüme gelenle kavga edecek kıvama geldim.


Bir boş zaman aktivitesi olarak mutsuzum.. Prensip olarak kendimle kaldığım zamanları kendime dert bulmak ve üzülmekle geçiririm. Belki biz de birlikte mutsuz oluruz demiştim ama onu da beceremedim. Birlikte bırak mutlu olmayı mutsuz olmak bile zor!


Kim beddua ettiyse tebrik ederim efenim. Evet, evet mutlu ol bütün bedduaların tuttu.. Evime ateşler salınmadı, yuvam bozulmadı ama mutsuzlukta master yapıyorum..


 Ayy bi de çok soru soran bir arkadaşım var onu neden yaptın bunu neden söyledin?! lan ben kendi davranışlarıma anlam veremiyorum, sorularıma kendim cevap veremiyorum.. Biraz huzur lütfen ama.. Beni kendi halime bırakın.. Ne demişler bırakın berduşu onun derdi ona yeter.


Efenim İsviçreli bilim insanları gene boş durmamış beyin frekanslarıyla ilgili bir araştırma yapmışlar ve buna göre; bir insan çok  aklına geliyorsa bunun nedeni o kişinin sürekli seni düşünmesiymiş..  Dur bi kenan doğulu-pamuk kalbim yapiim hemen..



Neyse gece 3te kalkacak bir insan için çok bile saçmaladım, haydin muckk.. ;)









Devamını Oku

1 Mayıs 2014 Perşembe

Kısa Kısa #3

Baharın, yazın gelmesiyle fit vücut çalışmalarıma hız verdim; 1547. kez spora başladım mutluyum, huzurluyum..


Şoklardayım.. Lan Joffrey öldü ya la !! Şimdi bi de ölünce acımaya başladım dicem de ne acıyacağım be daha beter ölseydi keşke.. O değil de dizideki her kahramanın başına gelmeyen kalmadı, bir Khaleesi gümbür gümbür ilerliyor.. 


Niye hep yaza yakın güzel şarkılar çıkmaya başlıyor.. bakınız (Sıla-saki, Kenan Doğulu-rica, Berksan- duman) Kışın canı yok mu bea, zaten havalar kapalı, ben depresif, bir de üzerine yağmur-çamur asıl o zaman güzel şarkılara ihtiyacımız var! en azından benim var..


Arkadaş Facebook sayfasına ben her bahar aşık olurum yazmış, lan senin 4 yıllık ilişkin yok mu? bak valla arar söylerim!


Herkes kedisinden, köpeğinden bahsediyor,  ben de evime bir grumpy cat alsam nasıl olur? şu tatlılığa, şu sevimliliğe şu minnoşluğa bakar mısınız?  Oyy oyy :)





O değil de Gabriel Garcia Marquez öldü ya la! Bu kadar derin insanlar ölmese ya, bir bonusumuz olsa keşke belli bir seviyeyi aşan önemli adamlar ölmese en başta Atamız.. :( Marquez'in ne kadar büyük bir insan olduğunu anlamak veya hatırlamak için buraya tık tık   


Hafif hüzünlü bir şekilde yanaklarınızdan mıncırarak veda ediyorum efem.. öpüldünüzz..


=)




Devamını Oku

22 Nisan 2014 Salı

Basit Yasa, Mutlu Ol !

Geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz her sözü anlam dolu, derin insan Gabriel Garcia Marquez bize ders olması gereken basit yaşam ile mutlu olmanın sırrını bir süre önce verdi. Ne acıdır ki bunları bir veda mektubu olarak yazdı.. 

"Tanrı bir an için paçavradan bebek olduğumu unutup can vererek beni ödüllendirse, aklımdan geçen her şeyi dile getiremeyebilirdim, ama en azından dile getirdiklerimi ayrıntısıyla aklımdan geçirir ve düşünürdüm.

Eşyaların maddi yönlerine değil anlamlarına değer verirdim. Az uyur, çok rüya görür, gözümü yumduğum her dakikada, 60 saniye boyunca ışığı yitirdiğimi düşünürdüm. İnsan aşktan vazgeçerse yaşlanır. Başkaları durduğu zaman yürümeye devam ederdim. Başkaları uyurken uyanık kalmaya gayret ederdim. Başkaları konuşurken dinler, çikolatalı dondurmanın tadından zevk almaya bakardım.

 Eğer Tanrı bana birazcık can verse, basit giyinir, yüzümü güneşe çevirir, sadece vücudumu değil, ruhumu da tüm çıplaklığıyla açardım. Tanrım, eğer bir kalbim olsaydı nefretimi buzun üzerine kazır ve güneşin göstermesini beklerdim.

Gökyüzündeki aya, yıldızlar boyunca Van Gogh resimleri çizer, Benedetti şiirleri okur ve serenatlar söylerdim. Gözyaşlarımla gülleri sular, vücuduma batan dikenlerinin acısını hissederek dudak kırmızısı taç yapraklarından öpmek isterdim. Tanrım bir yudumluk yaşamım olsaydı…

Gün geçmesin ki, karşılaştığım tüm insanlara onları sevdiğimi söylemeyeyim. Tüm kadın ve erkekleri, en sevdiğim insanlar oldukları konusunda birer birer ikna ederdim. Ve aşk içinde yaşardım. Erkeklere, yaşlandıkları zaman aşkı bırakmalarının ne kadar yanlış olduğunu anlatırdım. Çünkü insan aşkı bırakınca yaşlanr.

 Çocuklara kanat verirdim. Ama uçmayı kendi başlarına öğrenmelerine olanak sağlardım. Yaşlılara ise ölümün yaşlanma ile değil unutma ile geldiğini öğretirdim.

Ey insanlar! Sizlerden ne kadar da çok şey öğrenmişim. Tüm insanların, mutluluğun gerçekleri görmekte saklı olduğunu bilmeden, dağların zirvesinde yaşamak istediğini öğrendim. Yeni doğan küçük bir bebeğin, babasının parmağını sıkarken aslında onu kendisine sonsuza dek kelepçeyle mahkûm ettiğini öğrendim.

Sizlerden çok şey öğrendim. Ama bu öğrendiklerim pek işe yaramayacak. Çünkü hepsini bir çantaya kilitledim. Mutsuz bir şekilde… Artık ölebilir miyim?"



Bizim de bunları hayata veda ederken değil hayatın her anında anlamamız ve uygulamamız dileğiyle.. Sizi mutlu eden şeylerin/kişilerin peşini asla bırakmayın..

Geleneği bozmayarak hepinizi yanaklarınızdan mıncırmayı ihmal etmiyorum..  


=) 




Not: bu mektubun Marquez'e ait olup olmadığı şaibelidir. Bilginize..






Devamını Oku

26 Mart 2014 Çarşamba

3 Mart 2014 Pazartesi

Degerlendirme: Éeose Kas ve Kirpik Serumu


Geçirdiğim bir ipek kirpik faciasının ardından kirpiklerimin %80'i döküldükten sonra kuaförümün tavsiyesiyle almaya karar vermiştim, Eeose kaş ve kirpik serumunu. 



Öncelikle ürünün vaat ettiklerine bir göz atalım;

Kirpik ve kaşlarınızın doğallığını bozmadan kirpikleri ve kaşları ihtiyaç duydukları maddelerle besleyerek, sağlıklı ve canlı bir görünüm kazandırır. Kullanımından 2 hafta sonra kirpiklerin görünümünde gözle görülür bir etki göstermeye başlar. Ancak tam olarak sonuç almak için 1 kür, yani 6 hafta boyunca kullanılması gerekir.


Eeose Kaş ve Kirpik Bakım Serumu ne işe yarar? Kimler kullanmalı?

Kirpiklerinin seyrek, kısa veya güçsüz olmasından şikayet eden, aynı şekilde kaşlarının seyrek veya güçsüz olmasından şikayetçi bayanların kullanması gerek..



Kullanımı;
Ürünün içerisinden tek taraflı kulak çubuğuna benzeyen uygulama çubukları olsa da bunların hiç de işlevsel olmadığını belirtmek zorundayım. Hem uygulama çubuğunun pamuk kısmı ürünü fazlaca alarak kirpiğinize yeteri kadar uygulamanıza engel oluyor hem de ürünü ziyan ediyor. Bu yüzden  (benim de yaptığım gibi) kullanmadığınız bir eyeliner fırçasını uygulama çubuğu olarak kullanmanızı şiddetle öneririm

Ürünü eyeliner fırçasına bir damla damlatın ve her akşam düzenli olarak  kirpik diplerinize uygulayın. Ürünü gözünüzün üzerine kirpik diplerinize tıpkı bir eyeliner çeker gibi sürün.



 Aynı şekilde kaşlarının seyrekliğinden şikayetçi olanlar da kaşlarına ürünü aynı şekilde uygulamalı.

Bir şişe 10ml'lik ürün 1 ay gidiyor. Ben ikili aldığım için 2 aydan fazla gibi bir süre kullandım.. 




Gelelim kendi yorumlarıma;

İki aydan fazladır kullanıyorum, ve düzenli kullanıldığı takdirde işe yaradığını söyleyebilirim. Düzenli olarak kullandığımda kirpiklerimde uzama ve gürleşme fark ettiğimi gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. (Şunu da söylemeliyim ki düzensiz kullandığım zamanlarda ise istediğim verimi alamadım.)

Benim kirpiklerim şu malum meseleden dolayı koparak döküldüğünden zaten herhangi bir ürün kullanmasam da tekrar çıkacaktı muhakkak; ancak bu ürünü kullanmamın bu süreci hızlandırdığını ve kirpiklerimi belirgin hale getirdiğini söyleyebilirim. Kaşlar için konuşacak olursak kaşlarımın kalınlaştırmak istediğim fakat tüy çıkmayan yerlerine uyguladım ve gerçekten güzel sonuçlar aldım. Kaşlar için daha kesin konuşabiliyorum.

Genel itibariyle ben memnun kaldım; ancak herkeste aynı sonucu verir mi yoksa yapıya göre değişir mi onu bilemiciiim.. Eğer almayı düşünüyorsanız iyice düşünüp öyle almanızı tavsiye ederim..


Fiyat aralığı ;
Tekli ürün için 64-93 tl İkili ürün için 130-160 tl



Sormak istediğiniz sorularınız veya merak ettikleriniz varsa memnuniyetle cevaplarım efem ;)

Hepinizi yanaklarınızdan mıncırıyorum..




Devamını Oku

2 Mart 2014 Pazar

Kafanda kalıpların, sınırların ve kliselerinle geleceksen yanıma, bak kapı orada!

Ben ne mi istiyorum? Neler istemiyorum ki !


Çalışmadan para kazanmak mümkün olsun istiyor.. şaka şaka o kadar da abartmayacağım; ama en azından gecenin bir yarısı işe gitmek zorunda olmamayı istiyorum.. 


Sevdiğim kişi yanımda olsun istiyorum, sevgilim varken de yalnızları oynamak istemiyorum.

Bu büyük şehirde de ot ot yaşamaktan ziyade her anımı dolu dolu geçirmek değişik yerleri keşfetmek istiyorum..

Gerçek dostlarımın yanımda olmasını istiyorum mesela..



Bazen ağız dolusu küfür etmek istiyorum..

Kalıplara sıkışıp kalmak değil, kabıma sığmamak istiyorum. 



Dünyanın her yerini görme lüksüne sahipken, kendi  veya başka insanların kafasındaki küçücük sınırlara mahkum olmamayı istiyorum..


Her dakika rapor vermemek bazen kendi halime bırakılmak, boğulmamak; 

Sürekli birilerine bir şeylerin izahatını yapmamak; kendimi birilerine anlatmak zorunda kalmamak istiyorum.. 



Ve tabii her lafın, sözün, bakışın anlamını ya da nedenini söylemek değil, bazı şeylerin başkaları tarafından sorulmadan anlaşılmasını ya da anlamaya çalışılmasını, anlamasa bile sorulmamasını istiyorum.. Her şeyi soran, her şeyde bir neden arayan insanlar istemiyorum mesela etrafımda.. Çünkü bazen bazı şeylerin tek nedeni olabilir: Canım öyle istedi!


Biri yanımda olmak istiyorsa; onun kişisel alanımın, özgürlüğümün karşısında değil yanında yer almasını, 

Birlikte açarak kollarımızı, alabildiğine dünyayı kucaklamayı ve bazen de hayata, tüm zorluklara göğüs germeyi istiyorum..

Nefes almak istiyorum, ciğerlerim alabildiğine..




Geleneksel yaz için kilo verme çabalarımdan mutlu ve başarılı çıkmayı istiyorum, her kadın gibi :)

O elbiselerin hepsi benim olsun istiyorum, etekler, bluzlar, ayakkabılar, çantalar, takılar hepsi hepsi.. :)




Bir an önce şu sırtımdaki tez denen illetten kurtulmak istiyorum..


Zamanı olan, ileriye dönük şeyleri şimdiden konuşmamak istiyorum, akışına bırakmak istiyorum.. Erken yapılan planların hiçbir zaman tutmadığını tecrübe ederek..

bazen de vurdumduymaz olmak istiyorum..



Artık ehliyet almanın vakti gelsin istiyorum ki geldii.. İstanbul bir trafik canavarı daha kazansın istiyorum, ben de ne memuru alkol bey geyiği yapmak istiyorumm.. :)


Bahar temizliği operasyonlarından kalıcı olarak kurtulmak istiyorum.. ;)


Bugün günlerden ne sorusu hakkında bir fikir sahibi olmak istiyorum.. :)



Yalnız yaşamanın tadını çıkarmak istiyorum..




Yaşamak dolu dolu, özgürcesine, sormadan- sorulmadan, insan gibi.. Sadece yaşamak, her insan gibi..




Ya sen?



=)





Devamını Oku

25 Şubat 2014 Salı

Sen gidelim de ben nereye demem ki!



Sen hadi gidelim dediğinde "hadi" diyen biri olmalı yanında..  Değil mi ama  =)







Zeynebimm gibi.. :)





Devamını Oku

23 Şubat 2014 Pazar

Tavsiye olunur: Lancome Tresor Midnight Rose


Parfüm arayanlar için tavsiyemdir.. Hem kalıcı hem insanı bunaltmayan hoş kokusuyla insanı canlandırıyor.


Tanıtımı ise şu şekilde;


"Rengarenk, eğlenceli, neşeli Bir Koku. Aşkın şeker kaplı gülü. Gençliği, modernliği ve zarifliği sembolize eden bu çekici koku Paris’te bir aşk saklambacına konu oluyor. Tresor Midnight Rose, ağız sulandıran tatlı bir elma tazeliğiyle beklenmedik bir karşılaşmanın meyvesi olan “aşkın sevimli gülü” olabilir. 

Yoğun gül özü ve canlı ahududu tanecikleri arasında canlanan derin bir ilk görüşte aşk. Yasemin ve gül dokunuşu, taze kuşüzümü tomurcukları, sedir özü, vanilya ve misk notalarıyla büyüleyen ve bağımlılık yaratacak bir parfüm."


Siz de bu tarz kokuları seviyorsanız hoşunuza gidebilir..




Fiyat aralığı ise, 194- 255 tl 





Devamını Oku

Evet degistim, tıpkı sen gibi!


Hayat mı insanı değiştiriyo, yaşadıkları mı, zaman mı, bilinmez.. bildiğim şey ise evet ben de değiştim.. Eskisi gibi değilim pek sevdiğim okuyucum.. 

Hayattan çok beklentim yok artık. Bir şeyi istersem alırım beklemem çünkü! Nasıl bir iddialı girdim lafa bea :)

Baharı yazı daha bir heyecanlı bekler oldum, artık. 


Eskiden hayal ettiğim birçok yeri gezip görme hayalime kavuştuğumda mutluluktan delireceğimi düşünürken daha bir duruldum..


Meselâ eskisi gibi hayat sevinciyle dolup taşmıyorum.. Niye bilmem belki de çocukluğun verdiği aptal bir mutluluk, kanın deli aktığı zamandan kaynaklı fazladan bir yaşam enerjisiydi. Çocukluktaki gibi salak salak şeyler yapıp bunlardan mutlu olmayı isterdim..


Ve biliyor musun çok sevgili okuyucu artık nescafe de içiyorum ara sıra.. hiç sevmediğim hiç içmediğim şey şu hani! artık içiyorum ya da içmek zorunda kalıyorum.. Yok yok tabi ki de kola içmiyorum hâlâ!


İnanmayacaksın ama eskisi kadar da süslü değilim, tamam süslüyüm ama eskisi kadar değil yani.. :)


Ama değişmeyen şeyler de var, mesela hâlâ deli gibi bir Türk kahvesi manyağıyım! Kahvaltıdan yarım saat- 1 saat sonra içilen sabah kahvesi olmadan o günü başlamış saymam! 


Ve deli gibi kızmama rağmen hala zor bir insansın diyorlar bana.. Değilim lan! Ben zor değilim insanlar kolaya alışmışş..


Hâlâ çabuk güvenen bir insan değilim ve bu özelliğimi seviyorum; çünkü bu sayede hiç kazık yemedim, hayal kırıklığına uğramadım..


Evet İstanbul'u hâlâ sevmiyorum.. Ama sevdiğim insanla birlikte olma hayalimi seviyorum.. :)


Hâlâ fal baktırıp baktırıp pişman oluyorum. Evet evet hâlâ akıllanmadım! Falcıyla kavga etmek de hâlâ hobilerim arasında!!





Peki sen, sen hiç değişmedin mi? 


=)










Devamını Oku

Pages

1 Ağustos 2014 Cuma

Prensip olarak izlediğim filmi tekrar izlemem, sonunu bilince heyecanlı olmuyor; zira ben bu filmi izlemiştim şeklinde bir his uyandırıyor insanda..



Eski sevgili mi yok canım işe yarasaydı eski olmazdı zaten.. Ayrıca bunun eskisi mi olur? O ne eskidir artık ne de sevgili; alelade bir insandır artık. Hatta birçok kişiye göre de insan müsveddesi. Aradan zaman geçmesine rağmen hala unutamadım vs şeklinde sana sarıyorsa bil ki senin gibi enayisini bulamadım demek istiyordur o arkadaş! Bu tür oyunlara gelmeyelim..







Aman efendim özgürlük mü varmış bakiim orda? Yerim ben onu yerimm yerimmm..



Dün sporu fazla kaçırmış olmanın verdiği bacak ağrılarımı gururla karşılıyor, sevinçle öpüyorum.. Beni köpek gibi dilim dışarıda koşturarak rambo edasıyla spor yaptıran spor hocama da buradan çok hürmetler.. :) Ben de ondan Türk kahvesi yanında yediğim çikolataları söylemeyerek intikam alıyorum!



Konuşmak istemediğiniz gıcık arkadaşlarla konuşmamak için alternatif bir yöntem daha ortaya çıktı bu sıcaklar sayesinde. Bknz: 'Canım şu an buharlaşıyorum daha sonra konuşsak.'



Tatil planlarımda hep şemsiye altında sahilde yatmak varken yatan tatil planlarım oluyor hep.. Ama bu sefer kesin gidiyorum. (Gidemedi!)


Geçen arkadaşlarım Coca Cola Light ve Fanta içerek Coca Cola'yı ve İsrail'i protesto etti; mutluyuz, huzurluyuz. Ben de çikolata yiyerek spor hocamın sert antremanlarını protesto ediyorum mesela.. Asilik ruhumuzda var!



Geçen ilk defa bizimkiler bana ee ne zaman evleniyorsun dedi, şoklardayım.. Lan! Hani beni vermeyecektiniz kimseye, turşumu kuracaktınız şeklindeki sert tepkimin ardından başlarına gelecekleri anladı sonunda gariplerim... Dehşet içindeki bakışlarını gördükten sonra evlenecek adam mı var triplerine girmedim bile daha.. Bu onlara bir süre yeter.





Geçen arkadaşımı üstü başı parçalanmış kıyafetlerle görünce dayanamadım 'köpekler mi parçaladı canım iyi misin yaa, hastaneye gidelim mi' dedim pişman değilim..













Gülümsemediğin bir gün boşa geçmiştir demiş bir şair o zaman napıyoruuz.. Gülümsüyoruzz ;)







16 Temmuz 2014 Çarşamba

Evimi düzdüm sonunda benden sevindiriği yok :) Koltuklarımı aldım, halımı aldım, çiçeklerimden kitaplık aksesuarlarıma kadar hepsini hallettim, bir şeker oldu ki tadından yenmiyor.. Aa bu arada kitaplık demişken hemen kitaplığımı kendim nasıl kurduğumu anlatayım da övüneyim biraz :) Hatta bununla da kalmayıp hemmeen aşama aşama sizinle paylaşayım..



 Tanıştırayım: Şarjlı matkabım ve kitaplık kurulum rehberim.




Malzemelerimi tanıtmama gerek yok sanırım.




Ve çalışmalar başlasın :)









Son rötuşlar;





 Veee sonuç :)






Çok tatlı olmamış mıı? :)





Neden dedin ya, söyleyemedim artık gücüm yok diye. Ne mesafelere tahammülüm var ne başkasını sevmeye. Üzgünüm, senin kadar güçlü olamadım. Biliyorum sen ikimizin yerine de güçlü olabilirdin ama benim başkasının gücüyle dahi ayağa kalkacak kuvvetim yoktu. Zira yorgunum artık, kelimeleri yan yana getirip cümle bile kuramayacak kadar hem de. Diyor ya şair; 'Ben de sana yetecek kadar ben kalmadı.' Bana bile yetmiyor kimi zaman..


Ve tabiki farklıydık sen başka aşktaydın ben başka. Benim sevilmek istediğim sevgi değildi bu ya da sevebileceğim bir şey değildi.. Benim sevmelerim sana yetmedi seninkiler de bana. 


Hiç üzülmedim diyemem  evet biliyorum, taş kalpli gibi duruyorum ama o kadar da değilim. Üzüldüm, çok hem de, tahmin ettiğinden daha çok; ama hafifledim de. Kafam daha rahat, tek başına olmak hayatta, tüm her şeye karşı tek başına mücadele etmek kolay değil ama daha basit. Daha az düşünüyorum; zira artık sadece kendimden mesulüm.

En iyisi de bu değil mi? Bir süre daha evet en iyisi.


Bir arkadaşım bana sorunlarını başarınla yenmişsin, mücadelecisin demişti. Evet ancak daha başarılacak çok şey, aşılacak çok engel, mücadele edilecek çok sorun var. Ama önce kendimle aramdaki sorunları halletmeliyim, kendimle mücadele etmeliyim.

Edeceğim de..



Daha güzel yazılarda buluşmak dileğiyle sevgili okuyucu.. yanaklarından mıncırmayı da ihmal etmiyorum tabisi ;)




12 Temmuz 2014 Cumartesi

Bir gün mutsuz, diğer gün de pek bir mutlu olan gerberadan selamlar efenim;

Önceki gün gece 3te kalkmış olmanın verdiği mutsuzluğumu 3 günlük tatille yenerek ve bir de üzerine yeni ev alışverişimi bonus olarak ekleyerek mutluluk seviyemi tavan yapmış bulunuyorum.. :)

Burcum terazi yükselenim terazi tabi doğal olarak gerberea dengesizin önde gideni, sonra gerbera neden dengesiz. cık cık cık!

Evim çiçek gibi :) Son birkaç aydır İkea'ya abone olmamın, hatta deyimi yerindeyse demirbaş olmamın meyvelerini toplamak üzereyim.. Koltuklarım tamam, kocaman vazolu güzel çiçeklerim tamam, kitaplığım, banyo aksesuarlarım tamam.. Sonuç: Mutluluk :)


Bu da tatlı mı tatlı çiçeklerimden bir kare.







Hepinize öpücükler efem :)





10 Temmuz 2014 Perşembe

Sonra sonra bazı şeyler geliyor aklıma, diyorum ki demek ki yer etmiş kafamda.. Bir ses çınlıyor kafamda yeni birinden ayrılmış olmam seni düşündürmesin! Niye düşündürsün ki bir ay kimine göre bir ömür kimine söylesen gülünür.. ya da bir hafta mıydı sahi?


 Kinci miyim? hayır, sadece bazı şeyler unutulmaz..


Diyor ya şarkıda bazen sevdim bazen sevildim, uzadı burnum sivrildi dilim..  Benimki sivrilmekten ziyade çatal dil oldu, yılan dili gibi.. Önüme gelenle kavga edecek kıvama geldim.


Bir boş zaman aktivitesi olarak mutsuzum.. Prensip olarak kendimle kaldığım zamanları kendime dert bulmak ve üzülmekle geçiririm. Belki biz de birlikte mutsuz oluruz demiştim ama onu da beceremedim. Birlikte bırak mutlu olmayı mutsuz olmak bile zor!


Kim beddua ettiyse tebrik ederim efenim. Evet, evet mutlu ol bütün bedduaların tuttu.. Evime ateşler salınmadı, yuvam bozulmadı ama mutsuzlukta master yapıyorum..


 Ayy bi de çok soru soran bir arkadaşım var onu neden yaptın bunu neden söyledin?! lan ben kendi davranışlarıma anlam veremiyorum, sorularıma kendim cevap veremiyorum.. Biraz huzur lütfen ama.. Beni kendi halime bırakın.. Ne demişler bırakın berduşu onun derdi ona yeter.


Efenim İsviçreli bilim insanları gene boş durmamış beyin frekanslarıyla ilgili bir araştırma yapmışlar ve buna göre; bir insan çok  aklına geliyorsa bunun nedeni o kişinin sürekli seni düşünmesiymiş..  Dur bi kenan doğulu-pamuk kalbim yapiim hemen..



Neyse gece 3te kalkacak bir insan için çok bile saçmaladım, haydin muckk.. ;)









1 Mayıs 2014 Perşembe

Baharın, yazın gelmesiyle fit vücut çalışmalarıma hız verdim; 1547. kez spora başladım mutluyum, huzurluyum..


Şoklardayım.. Lan Joffrey öldü ya la !! Şimdi bi de ölünce acımaya başladım dicem de ne acıyacağım be daha beter ölseydi keşke.. O değil de dizideki her kahramanın başına gelmeyen kalmadı, bir Khaleesi gümbür gümbür ilerliyor.. 


Niye hep yaza yakın güzel şarkılar çıkmaya başlıyor.. bakınız (Sıla-saki, Kenan Doğulu-rica, Berksan- duman) Kışın canı yok mu bea, zaten havalar kapalı, ben depresif, bir de üzerine yağmur-çamur asıl o zaman güzel şarkılara ihtiyacımız var! en azından benim var..


Arkadaş Facebook sayfasına ben her bahar aşık olurum yazmış, lan senin 4 yıllık ilişkin yok mu? bak valla arar söylerim!


Herkes kedisinden, köpeğinden bahsediyor,  ben de evime bir grumpy cat alsam nasıl olur? şu tatlılığa, şu sevimliliğe şu minnoşluğa bakar mısınız?  Oyy oyy :)





O değil de Gabriel Garcia Marquez öldü ya la! Bu kadar derin insanlar ölmese ya, bir bonusumuz olsa keşke belli bir seviyeyi aşan önemli adamlar ölmese en başta Atamız.. :( Marquez'in ne kadar büyük bir insan olduğunu anlamak veya hatırlamak için buraya tık tık   


Hafif hüzünlü bir şekilde yanaklarınızdan mıncırarak veda ediyorum efem.. öpüldünüzz..


=)




22 Nisan 2014 Salı

Geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz her sözü anlam dolu, derin insan Gabriel Garcia Marquez bize ders olması gereken basit yaşam ile mutlu olmanın sırrını bir süre önce verdi. Ne acıdır ki bunları bir veda mektubu olarak yazdı.. 

"Tanrı bir an için paçavradan bebek olduğumu unutup can vererek beni ödüllendirse, aklımdan geçen her şeyi dile getiremeyebilirdim, ama en azından dile getirdiklerimi ayrıntısıyla aklımdan geçirir ve düşünürdüm.

Eşyaların maddi yönlerine değil anlamlarına değer verirdim. Az uyur, çok rüya görür, gözümü yumduğum her dakikada, 60 saniye boyunca ışığı yitirdiğimi düşünürdüm. İnsan aşktan vazgeçerse yaşlanır. Başkaları durduğu zaman yürümeye devam ederdim. Başkaları uyurken uyanık kalmaya gayret ederdim. Başkaları konuşurken dinler, çikolatalı dondurmanın tadından zevk almaya bakardım.

 Eğer Tanrı bana birazcık can verse, basit giyinir, yüzümü güneşe çevirir, sadece vücudumu değil, ruhumu da tüm çıplaklığıyla açardım. Tanrım, eğer bir kalbim olsaydı nefretimi buzun üzerine kazır ve güneşin göstermesini beklerdim.

Gökyüzündeki aya, yıldızlar boyunca Van Gogh resimleri çizer, Benedetti şiirleri okur ve serenatlar söylerdim. Gözyaşlarımla gülleri sular, vücuduma batan dikenlerinin acısını hissederek dudak kırmızısı taç yapraklarından öpmek isterdim. Tanrım bir yudumluk yaşamım olsaydı…

Gün geçmesin ki, karşılaştığım tüm insanlara onları sevdiğimi söylemeyeyim. Tüm kadın ve erkekleri, en sevdiğim insanlar oldukları konusunda birer birer ikna ederdim. Ve aşk içinde yaşardım. Erkeklere, yaşlandıkları zaman aşkı bırakmalarının ne kadar yanlış olduğunu anlatırdım. Çünkü insan aşkı bırakınca yaşlanr.

 Çocuklara kanat verirdim. Ama uçmayı kendi başlarına öğrenmelerine olanak sağlardım. Yaşlılara ise ölümün yaşlanma ile değil unutma ile geldiğini öğretirdim.

Ey insanlar! Sizlerden ne kadar da çok şey öğrenmişim. Tüm insanların, mutluluğun gerçekleri görmekte saklı olduğunu bilmeden, dağların zirvesinde yaşamak istediğini öğrendim. Yeni doğan küçük bir bebeğin, babasının parmağını sıkarken aslında onu kendisine sonsuza dek kelepçeyle mahkûm ettiğini öğrendim.

Sizlerden çok şey öğrendim. Ama bu öğrendiklerim pek işe yaramayacak. Çünkü hepsini bir çantaya kilitledim. Mutsuz bir şekilde… Artık ölebilir miyim?"



Bizim de bunları hayata veda ederken değil hayatın her anında anlamamız ve uygulamamız dileğiyle.. Sizi mutlu eden şeylerin/kişilerin peşini asla bırakmayın..

Geleneği bozmayarak hepinizi yanaklarınızdan mıncırmayı ihmal etmiyorum..  


=) 




Not: bu mektubun Marquez'e ait olup olmadığı şaibelidir. Bilginize..






26 Mart 2014 Çarşamba







=)


3 Mart 2014 Pazartesi


Geçirdiğim bir ipek kirpik faciasının ardından kirpiklerimin %80'i döküldükten sonra kuaförümün tavsiyesiyle almaya karar vermiştim, Eeose kaş ve kirpik serumunu. 



Öncelikle ürünün vaat ettiklerine bir göz atalım;

Kirpik ve kaşlarınızın doğallığını bozmadan kirpikleri ve kaşları ihtiyaç duydukları maddelerle besleyerek, sağlıklı ve canlı bir görünüm kazandırır. Kullanımından 2 hafta sonra kirpiklerin görünümünde gözle görülür bir etki göstermeye başlar. Ancak tam olarak sonuç almak için 1 kür, yani 6 hafta boyunca kullanılması gerekir.


Eeose Kaş ve Kirpik Bakım Serumu ne işe yarar? Kimler kullanmalı?

Kirpiklerinin seyrek, kısa veya güçsüz olmasından şikayet eden, aynı şekilde kaşlarının seyrek veya güçsüz olmasından şikayetçi bayanların kullanması gerek..



Kullanımı;
Ürünün içerisinden tek taraflı kulak çubuğuna benzeyen uygulama çubukları olsa da bunların hiç de işlevsel olmadığını belirtmek zorundayım. Hem uygulama çubuğunun pamuk kısmı ürünü fazlaca alarak kirpiğinize yeteri kadar uygulamanıza engel oluyor hem de ürünü ziyan ediyor. Bu yüzden  (benim de yaptığım gibi) kullanmadığınız bir eyeliner fırçasını uygulama çubuğu olarak kullanmanızı şiddetle öneririm

Ürünü eyeliner fırçasına bir damla damlatın ve her akşam düzenli olarak  kirpik diplerinize uygulayın. Ürünü gözünüzün üzerine kirpik diplerinize tıpkı bir eyeliner çeker gibi sürün.



 Aynı şekilde kaşlarının seyrekliğinden şikayetçi olanlar da kaşlarına ürünü aynı şekilde uygulamalı.

Bir şişe 10ml'lik ürün 1 ay gidiyor. Ben ikili aldığım için 2 aydan fazla gibi bir süre kullandım.. 




Gelelim kendi yorumlarıma;

İki aydan fazladır kullanıyorum, ve düzenli kullanıldığı takdirde işe yaradığını söyleyebilirim. Düzenli olarak kullandığımda kirpiklerimde uzama ve gürleşme fark ettiğimi gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. (Şunu da söylemeliyim ki düzensiz kullandığım zamanlarda ise istediğim verimi alamadım.)

Benim kirpiklerim şu malum meseleden dolayı koparak döküldüğünden zaten herhangi bir ürün kullanmasam da tekrar çıkacaktı muhakkak; ancak bu ürünü kullanmamın bu süreci hızlandırdığını ve kirpiklerimi belirgin hale getirdiğini söyleyebilirim. Kaşlar için konuşacak olursak kaşlarımın kalınlaştırmak istediğim fakat tüy çıkmayan yerlerine uyguladım ve gerçekten güzel sonuçlar aldım. Kaşlar için daha kesin konuşabiliyorum.

Genel itibariyle ben memnun kaldım; ancak herkeste aynı sonucu verir mi yoksa yapıya göre değişir mi onu bilemiciiim.. Eğer almayı düşünüyorsanız iyice düşünüp öyle almanızı tavsiye ederim..


Fiyat aralığı ;
Tekli ürün için 64-93 tl İkili ürün için 130-160 tl



Sormak istediğiniz sorularınız veya merak ettikleriniz varsa memnuniyetle cevaplarım efem ;)

Hepinizi yanaklarınızdan mıncırıyorum..




2 Mart 2014 Pazar

Ben ne mi istiyorum? Neler istemiyorum ki !


Çalışmadan para kazanmak mümkün olsun istiyor.. şaka şaka o kadar da abartmayacağım; ama en azından gecenin bir yarısı işe gitmek zorunda olmamayı istiyorum.. 


Sevdiğim kişi yanımda olsun istiyorum, sevgilim varken de yalnızları oynamak istemiyorum.

Bu büyük şehirde de ot ot yaşamaktan ziyade her anımı dolu dolu geçirmek değişik yerleri keşfetmek istiyorum..

Gerçek dostlarımın yanımda olmasını istiyorum mesela..



Bazen ağız dolusu küfür etmek istiyorum..

Kalıplara sıkışıp kalmak değil, kabıma sığmamak istiyorum. 



Dünyanın her yerini görme lüksüne sahipken, kendi  veya başka insanların kafasındaki küçücük sınırlara mahkum olmamayı istiyorum..


Her dakika rapor vermemek bazen kendi halime bırakılmak, boğulmamak; 

Sürekli birilerine bir şeylerin izahatını yapmamak; kendimi birilerine anlatmak zorunda kalmamak istiyorum.. 



Ve tabii her lafın, sözün, bakışın anlamını ya da nedenini söylemek değil, bazı şeylerin başkaları tarafından sorulmadan anlaşılmasını ya da anlamaya çalışılmasını, anlamasa bile sorulmamasını istiyorum.. Her şeyi soran, her şeyde bir neden arayan insanlar istemiyorum mesela etrafımda.. Çünkü bazen bazı şeylerin tek nedeni olabilir: Canım öyle istedi!


Biri yanımda olmak istiyorsa; onun kişisel alanımın, özgürlüğümün karşısında değil yanında yer almasını, 

Birlikte açarak kollarımızı, alabildiğine dünyayı kucaklamayı ve bazen de hayata, tüm zorluklara göğüs germeyi istiyorum..

Nefes almak istiyorum, ciğerlerim alabildiğine..




Geleneksel yaz için kilo verme çabalarımdan mutlu ve başarılı çıkmayı istiyorum, her kadın gibi :)

O elbiselerin hepsi benim olsun istiyorum, etekler, bluzlar, ayakkabılar, çantalar, takılar hepsi hepsi.. :)




Bir an önce şu sırtımdaki tez denen illetten kurtulmak istiyorum..


Zamanı olan, ileriye dönük şeyleri şimdiden konuşmamak istiyorum, akışına bırakmak istiyorum.. Erken yapılan planların hiçbir zaman tutmadığını tecrübe ederek..

bazen de vurdumduymaz olmak istiyorum..



Artık ehliyet almanın vakti gelsin istiyorum ki geldii.. İstanbul bir trafik canavarı daha kazansın istiyorum, ben de ne memuru alkol bey geyiği yapmak istiyorumm.. :)


Bahar temizliği operasyonlarından kalıcı olarak kurtulmak istiyorum.. ;)


Bugün günlerden ne sorusu hakkında bir fikir sahibi olmak istiyorum.. :)



Yalnız yaşamanın tadını çıkarmak istiyorum..




Yaşamak dolu dolu, özgürcesine, sormadan- sorulmadan, insan gibi.. Sadece yaşamak, her insan gibi..




Ya sen?



=)





25 Şubat 2014 Salı



Sen hadi gidelim dediğinde "hadi" diyen biri olmalı yanında..  Değil mi ama  =)







Zeynebimm gibi.. :)





23 Şubat 2014 Pazar


Parfüm arayanlar için tavsiyemdir.. Hem kalıcı hem insanı bunaltmayan hoş kokusuyla insanı canlandırıyor.


Tanıtımı ise şu şekilde;


"Rengarenk, eğlenceli, neşeli Bir Koku. Aşkın şeker kaplı gülü. Gençliği, modernliği ve zarifliği sembolize eden bu çekici koku Paris’te bir aşk saklambacına konu oluyor. Tresor Midnight Rose, ağız sulandıran tatlı bir elma tazeliğiyle beklenmedik bir karşılaşmanın meyvesi olan “aşkın sevimli gülü” olabilir. 

Yoğun gül özü ve canlı ahududu tanecikleri arasında canlanan derin bir ilk görüşte aşk. Yasemin ve gül dokunuşu, taze kuşüzümü tomurcukları, sedir özü, vanilya ve misk notalarıyla büyüleyen ve bağımlılık yaratacak bir parfüm."


Siz de bu tarz kokuları seviyorsanız hoşunuza gidebilir..




Fiyat aralığı ise, 194- 255 tl 






Hayat mı insanı değiştiriyo, yaşadıkları mı, zaman mı, bilinmez.. bildiğim şey ise evet ben de değiştim.. Eskisi gibi değilim pek sevdiğim okuyucum.. 

Hayattan çok beklentim yok artık. Bir şeyi istersem alırım beklemem çünkü! Nasıl bir iddialı girdim lafa bea :)

Baharı yazı daha bir heyecanlı bekler oldum, artık. 


Eskiden hayal ettiğim birçok yeri gezip görme hayalime kavuştuğumda mutluluktan delireceğimi düşünürken daha bir duruldum..


Meselâ eskisi gibi hayat sevinciyle dolup taşmıyorum.. Niye bilmem belki de çocukluğun verdiği aptal bir mutluluk, kanın deli aktığı zamandan kaynaklı fazladan bir yaşam enerjisiydi. Çocukluktaki gibi salak salak şeyler yapıp bunlardan mutlu olmayı isterdim..


Ve biliyor musun çok sevgili okuyucu artık nescafe de içiyorum ara sıra.. hiç sevmediğim hiç içmediğim şey şu hani! artık içiyorum ya da içmek zorunda kalıyorum.. Yok yok tabi ki de kola içmiyorum hâlâ!


İnanmayacaksın ama eskisi kadar da süslü değilim, tamam süslüyüm ama eskisi kadar değil yani.. :)


Ama değişmeyen şeyler de var, mesela hâlâ deli gibi bir Türk kahvesi manyağıyım! Kahvaltıdan yarım saat- 1 saat sonra içilen sabah kahvesi olmadan o günü başlamış saymam! 


Ve deli gibi kızmama rağmen hala zor bir insansın diyorlar bana.. Değilim lan! Ben zor değilim insanlar kolaya alışmışş..


Hâlâ çabuk güvenen bir insan değilim ve bu özelliğimi seviyorum; çünkü bu sayede hiç kazık yemedim, hayal kırıklığına uğramadım..


Evet İstanbul'u hâlâ sevmiyorum.. Ama sevdiğim insanla birlikte olma hayalimi seviyorum.. :)


Hâlâ fal baktırıp baktırıp pişman oluyorum. Evet evet hâlâ akıllanmadım! Falcıyla kavga etmek de hâlâ hobilerim arasında!!





Peki sen, sen hiç değişmedin mi? 


=)










Bi bana baksana!!

Bu sitede yer alan tüm yazı ve içerik gerberaa.blogspot.com adresine aittir. İzin alınmadan veya şu siteden alınmıştır şeklinde isim belirtmeden alıntı yapılması, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun Haklara Tecavüzün Önlenmesi başlıklı 81.maddesine göre suçtur. Sonra ‘vay efendim bilmiyordum, düşünemedim’ deme! Bağlantı koy şurdan alıntıdır diye ciğerimi ye, beni de psikopata bağlatma ama dmi? J

© 2011 gerberaa, AllRightsReserved.

Designed by ScreenWritersArena