Herkes bu sahneyi ya bizzat yaşamıştır ya da evine gelen küçük bir
misafir yaşatmıştır :)
Pages
▼
31 Mart 2013 Pazar
15 Mart 2013 Cuma
Tavsiye Olunur: Tess Gerritsen, Cerrah
Dünyadaki ilk tıbbi gerilim kitabını yazmış ve bana kalırsa çok da iyi yapmış..
Okuduğum en güzel polisiye/gerilim kitabı diyebilirim sanırım bu kitap için.
Kitabın ilk bölümünden itibaren okuyucuyu elinin içine alan ve her anında sürükleyebilen heyecan verici bir üslubu var..
Konusuna gelecek olursak, bir cerrah ustalığında becerilere sahip bir seri katilin bu becerilerini kurbanların üzerinde uygulamasını konu alıyor kısaca. Ve yarım kalan bir işi tamamlamak için, intikam için, Dr. Cordell için geri dönüyor..
Uzun lafın kısası polisiye/gerilim sevenler mutlaka okusun diyor ve ısrarla tavsiye ediyorum.. :)
Kitabın son sözünden çok beğendiğim son sözleri:
"Ben hiç reddetmedim. Temel
tabiatımı kabul ediyor, benimsiyorum. Tanrı'nın yarattığı gibiyim; Tanrı'nın
hepimizi yarattığı gibi. Kuzu nasıl kutsanmışsa, aslan da öyle
kutsandı.
Avcı da! "
Tavsiye Olunur..
11 Mart 2013 Pazartesi
Bahar mı geldi ne?
Havaların bu denli
ısınması, baharın habercisi mi yoksa bildiğin kandırıkçı yalancı bahar mı
çözemedim.. En azından baharın gelmesiyle başlayan içimdeki hareketlilik kıpır
kıpır olma durumları kandırıkçı değil, bunu biliyorum :)
Yeni planlarım var bugünlerde.. İçimde kelebekler uçuşuyor sanki,
bir sarsılıp kendime gelme vaktim geldi de geçiyor artık. Göktürk
Yazıtları'ndaki gibi "Ey Türk titre ve kendine gel" diyesim var
kendime :)
Hahaa dedim hohho dediler.. =) Aa bak bunun hikayesini anlatmayı
unuttum ben size.
Haha dedim hoho dediler'in öyküsü'ne gelince:
Küçük bir anaokulu öğrencisi öğretmenine dert yanıyor "öğretmenim ben onlara (arkadaşlarına) güldüm, ben haha dedim onlar da hoho dediler.. bana güldüler" diye şikayet etmesi bizde yılın esprisi oldu resmen.. Artık her lafın sonuna hahha dedim hohho dediler diye yapıştırmak gelenek haline geldi :)
Seni sevmiyorum!
O değil de birine 'seni sevmiyorum, ben başkasını seviyorum' dediğinde benim ikimize yetecek kadar sevgim var diyorsa, bu kişinin akıl sağlığından mı şüphe etmek lazım yoksa kendine aşırı özgüvenli olduğunu mu düşünmek gerek.. Biri bana böyle dese yeminlen kahrolurum bir daha yüzüne bakmam ya.. Gurursuzluk bence bu ama; belki de ben yanlış düşünüyorumdur belki de gerçek aşk böyle bir şeydir. Bu nasıl bir sevgi anlayışı hiç anlayamayacağım sanırım..
Bir daha içmek yok!!
Akşamdan kalmanın ne olduğu konusunda çok engin bilgilere sahip oldum geçen pazar.. Bugün olmaz başım ağrıyor diyen kadınlara hak verdim yeminlen.. O nasıl bir baş ağrısıdır, kafamın içinde davullar zurnalar eşliğinde Fadime'nin düğünü çalıyordu resmen.. Ayrıca öğleden sonra 5 saat uyuyup da gece 11'de tekrar uyuyabilen bana da büyük bir alkış lütfeenn.. :)
O kadar hafifim ki!
O kadar hafifim ki bugünlerde.. Herkesi her şeyi affettim; ama en başta kendimi.. Yumoşla yıkanmış gibiyim.. :) Özledim mi evet çok şeyi özledim ama önce kendimi.. Sevdiğim biriyle birer Türk kahvesi içip dertleşmeyi, zihnimdeki sesleri dinlemeyi özledim. Diyorlar ya hani şu üç günlük dünya diye madem hepimiz öleceksek niye bu kin tutup kibirlenmek.. Unutmasam bile affettim ya da boşverdim sayın okuyucum sen de boşver.. :)
Yanaklarınızdan mıncırmayı tabiki de ihmal etmiyorum gene, sevildiğinizi bilin..
=)