Frangipani Flower
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

28 Aralık 2012 Cuma

Nazar!







=)







Devamını Oku

27 Aralık 2012 Perşembe

Oy oyy =)










Çok tatlı değil miii? benim de olsun bi tane bundann.. 




     =)





Devamını Oku

Gitmek mi kalmak mı?




      Gitmek mi zor yoksa kalmak mı derler ya hep, ne saçma! Her şeyden vazgeçmek, alıştığın kokuyu, yüzü bırakıp gitmek, hatıralarla baş etmek, ellerini ısıtacak bir çift elden vazgeçmek.. Bunlar çok mu kolay? 


      Tabi ki gitmek daha zordur, çünkü herkes gidemez.. Pişman olsa, her gün yaşadığı hayata lanet okusa ve hatta sevmese dahi gidemeyen bir yığın insan varken; gidenler için daha cesur olduklarını mı söyleriz yoksa kolayı seçtiklerini mi? Belki de ikisini.. 



O zaman Pakize Suda' nın bu güzel yazısı aşk acısı çekenler için gelsin..

Tam göğsünüzün ortasında bir yeriniz acıyacak...
Evinizin sizi içine sığdıramayacak kadar dar olduğunu fark edeceksiniz...
Sokağa fırlayacaksınız...
Sokaklar da dar gelecek...
Tıpkı vücudunuzun yüreğinize dar geldiği gibi...
Ne denizin mavisi açacak içinizi, ne pırıl pırıl gökyüzü...
Kendinizi taşıyamayacak kadar çok büyüyecek, bir yandan da kaybolacak kadar küçüleceksiniz...
Birileri size bir şeyler anlatacak durmadan...
‘‘Önemli olan sağlık.''
‘‘Yaşamak güzel.''
‘‘Boşver, her şey unutulur.''
Siz hiçbirini duymayacaksınız...
Gözyaşlarınızdan etrafı göremez hale geleceksiniz.
O'ndan ölmesini isteyecek kadar nefret edecek, az sonra kollarında ölmek isteyecek kadar çok seveceksiniz...
Hep ondan bahsetmek isteyeceksiniz...
‘‘Ölüme çare bulundu'' ya da ‘‘Yarın kıyamet kopacakmış'' deseler başınızı kaldırıp ‘‘Ne dedin?'' diye sormayacaksınız...
Yalnız kalmak isteyeceksiniz...
Hem de kalabalıkların arasında kaybolmak...
İkisi de yetmeyecek.
Geçmişi düşüneceksiniz... Neredeyse dakika dakika... Ama kötüleri atlayarak...
Onunla geçtiğiniz yerlerden geçmek isteyeceksiniz... Gittiğiniz yerlere gitmek...
Bu size hiç iyi gelmeyecek... Ama bile bile yapacaksınız.
Biri size içinizdeki acıyı söküp atabileceğini söylese, kaçacaksınız... Aslında kurtulmak istediğiniz halde, o acıyı yaşamak için direneceksiniz.
Hayatınızın geri kalanını onu düşünerek geçirmek isteyeceksiniz...
Aksini iddia edenlerden nefret edeceksiniz...
Herkesi ona benzetip...
Kimseyi onun yerine koyamayacaksınız...
Hiçbir şey oyalamayacak sizi...
İlaçlara sığınacaksınız... Birkaç saat kafanızı bulandıran ama asla onu unutturmayan... Sadece bir müddet buzlu camın arkasından seyrettiren...
Bütün şarkılar sizin için yazılmış gibi gelecek... Boğazınız düğümlenecek, dinleyemeyeceksiniz...
Uyumak zor, uyanmak kolay olacak...
Sabahı iple çekeceksiniz... Bazen de ‘‘Hiç güneş doğmasa'' diyeceksiniz.
Ne geceler rahatlatacak sizi ne gündüzler...
Ölmeyi isteyip, ölemeyeceksiniz...
Belki çivi çiviyi söker diye can havliyle önünüze çıkana sarılmak isteyeceksiniz... Nafile... Düşüncesi bile tahammül edilmez gelecek...
Rüyalar göreceksiniz, gerçek olmasını istediğiniz... Her sıçrayarak uyandığınızda onun adını söylediğinizi fark edeceksiniz...
Telefonun çalmasını bekleyeceksiniz... Aramayacağını bile bile... Her çaldığında yüreğiniz ağzınıza gelecek... Ağlamaklı konuşacaksınız arayanlarla...
Yüreğiniz burkulacak...
Canınız yanacak...
Bir daha sevmemeye yemin edeceksiniz.
Hayata dair hiçbir şey yapmak gelmeyecek içinizden...
Onun sesini bir kez daha duymak için yanıp tutuşacaksınız... Defalarca aradığı günlerin kıymetini bilmediğiniz için kendinizden nefret edeceksiniz...
Yaşadığınız şehri terk etmek isteyeceksiniz... Onunla hiçbir anınızın olmadığı bir yerlere gidip yerleşmek...
Ama bir umut... Onunla bir gün bir yerde karşılaşma umudu... Bu umut sizi gitmekten alıkoyacak...
Gel gitler içinde yaşayacaksınız...
Buna yaşamak denirse...
*
Razı mısınız bütün bunlara?
Hazır mısınız sonunda ölüp ölüp dirilmeye?
O halde áşık olabilirsiniz.
Ama ben hiç tavsiye etmiyorum. Şu günlerde bu durumda olan birini seyrediyorum zira... Dayanılır gibi değil.





Amma duygusala bağlamışım olayı.. =)





Devamını Oku

16 Aralık 2012 Pazar

12 Aralık 2012 Çarşamba

Izlenesi Filmler 2


3. Başarılı ve idealleri olan bir öğretmenin hikayesini anlatan Mona Lisa Gülüşü, Julia Roberts'ın oyunculuğu ile izlenesi filmler listesine girmeye hak kazandı..:)








2. Farklı konusu ve şaşırtıcı sonu ile Öbür Dünyadan korku filmi sevenler için ideal bir film..








1. Vee Zirve..:) Biraz da gerilim ve aksiyon olsun, hem aşk hem macera diyorsanız, The Town tam size göre..





İyi Seyirler..:)


Devamını Oku

8 Aralık 2012 Cumartesi

Öldürsen daha iyiydi..:)






Daha fazlası için buraya tık tık






Devamını Oku

Pages

28 Aralık 2012 Cuma







=)







27 Aralık 2012 Perşembe










Çok tatlı değil miii? benim de olsun bi tane bundann.. 




     =)








      Gitmek mi zor yoksa kalmak mı derler ya hep, ne saçma! Her şeyden vazgeçmek, alıştığın kokuyu, yüzü bırakıp gitmek, hatıralarla baş etmek, ellerini ısıtacak bir çift elden vazgeçmek.. Bunlar çok mu kolay? 


      Tabi ki gitmek daha zordur, çünkü herkes gidemez.. Pişman olsa, her gün yaşadığı hayata lanet okusa ve hatta sevmese dahi gidemeyen bir yığın insan varken; gidenler için daha cesur olduklarını mı söyleriz yoksa kolayı seçtiklerini mi? Belki de ikisini.. 



O zaman Pakize Suda' nın bu güzel yazısı aşk acısı çekenler için gelsin..

Tam göğsünüzün ortasında bir yeriniz acıyacak...
Evinizin sizi içine sığdıramayacak kadar dar olduğunu fark edeceksiniz...
Sokağa fırlayacaksınız...
Sokaklar da dar gelecek...
Tıpkı vücudunuzun yüreğinize dar geldiği gibi...
Ne denizin mavisi açacak içinizi, ne pırıl pırıl gökyüzü...
Kendinizi taşıyamayacak kadar çok büyüyecek, bir yandan da kaybolacak kadar küçüleceksiniz...
Birileri size bir şeyler anlatacak durmadan...
‘‘Önemli olan sağlık.''
‘‘Yaşamak güzel.''
‘‘Boşver, her şey unutulur.''
Siz hiçbirini duymayacaksınız...
Gözyaşlarınızdan etrafı göremez hale geleceksiniz.
O'ndan ölmesini isteyecek kadar nefret edecek, az sonra kollarında ölmek isteyecek kadar çok seveceksiniz...
Hep ondan bahsetmek isteyeceksiniz...
‘‘Ölüme çare bulundu'' ya da ‘‘Yarın kıyamet kopacakmış'' deseler başınızı kaldırıp ‘‘Ne dedin?'' diye sormayacaksınız...
Yalnız kalmak isteyeceksiniz...
Hem de kalabalıkların arasında kaybolmak...
İkisi de yetmeyecek.
Geçmişi düşüneceksiniz... Neredeyse dakika dakika... Ama kötüleri atlayarak...
Onunla geçtiğiniz yerlerden geçmek isteyeceksiniz... Gittiğiniz yerlere gitmek...
Bu size hiç iyi gelmeyecek... Ama bile bile yapacaksınız.
Biri size içinizdeki acıyı söküp atabileceğini söylese, kaçacaksınız... Aslında kurtulmak istediğiniz halde, o acıyı yaşamak için direneceksiniz.
Hayatınızın geri kalanını onu düşünerek geçirmek isteyeceksiniz...
Aksini iddia edenlerden nefret edeceksiniz...
Herkesi ona benzetip...
Kimseyi onun yerine koyamayacaksınız...
Hiçbir şey oyalamayacak sizi...
İlaçlara sığınacaksınız... Birkaç saat kafanızı bulandıran ama asla onu unutturmayan... Sadece bir müddet buzlu camın arkasından seyrettiren...
Bütün şarkılar sizin için yazılmış gibi gelecek... Boğazınız düğümlenecek, dinleyemeyeceksiniz...
Uyumak zor, uyanmak kolay olacak...
Sabahı iple çekeceksiniz... Bazen de ‘‘Hiç güneş doğmasa'' diyeceksiniz.
Ne geceler rahatlatacak sizi ne gündüzler...
Ölmeyi isteyip, ölemeyeceksiniz...
Belki çivi çiviyi söker diye can havliyle önünüze çıkana sarılmak isteyeceksiniz... Nafile... Düşüncesi bile tahammül edilmez gelecek...
Rüyalar göreceksiniz, gerçek olmasını istediğiniz... Her sıçrayarak uyandığınızda onun adını söylediğinizi fark edeceksiniz...
Telefonun çalmasını bekleyeceksiniz... Aramayacağını bile bile... Her çaldığında yüreğiniz ağzınıza gelecek... Ağlamaklı konuşacaksınız arayanlarla...
Yüreğiniz burkulacak...
Canınız yanacak...
Bir daha sevmemeye yemin edeceksiniz.
Hayata dair hiçbir şey yapmak gelmeyecek içinizden...
Onun sesini bir kez daha duymak için yanıp tutuşacaksınız... Defalarca aradığı günlerin kıymetini bilmediğiniz için kendinizden nefret edeceksiniz...
Yaşadığınız şehri terk etmek isteyeceksiniz... Onunla hiçbir anınızın olmadığı bir yerlere gidip yerleşmek...
Ama bir umut... Onunla bir gün bir yerde karşılaşma umudu... Bu umut sizi gitmekten alıkoyacak...
Gel gitler içinde yaşayacaksınız...
Buna yaşamak denirse...
*
Razı mısınız bütün bunlara?
Hazır mısınız sonunda ölüp ölüp dirilmeye?
O halde áşık olabilirsiniz.
Ama ben hiç tavsiye etmiyorum. Şu günlerde bu durumda olan birini seyrediyorum zira... Dayanılır gibi değil.





Amma duygusala bağlamışım olayı.. =)





16 Aralık 2012 Pazar









=)

12 Aralık 2012 Çarşamba


3. Başarılı ve idealleri olan bir öğretmenin hikayesini anlatan Mona Lisa Gülüşü, Julia Roberts'ın oyunculuğu ile izlenesi filmler listesine girmeye hak kazandı..:)








2. Farklı konusu ve şaşırtıcı sonu ile Öbür Dünyadan korku filmi sevenler için ideal bir film..








1. Vee Zirve..:) Biraz da gerilim ve aksiyon olsun, hem aşk hem macera diyorsanız, The Town tam size göre..





İyi Seyirler..:)


8 Aralık 2012 Cumartesi






Daha fazlası için buraya tık tık






Bi bana baksana!!

Bu sitede yer alan tüm yazı ve içerik gerberaa.blogspot.com adresine aittir. İzin alınmadan veya şu siteden alınmıştır şeklinde isim belirtmeden alıntı yapılması, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun Haklara Tecavüzün Önlenmesi başlıklı 81.maddesine göre suçtur. Sonra ‘vay efendim bilmiyordum, düşünemedim’ deme! Bağlantı koy şurdan alıntıdır diye ciğerimi ye, beni de psikopata bağlatma ama dmi? J

© 2011 gerberaa, AllRightsReserved.

Designed by ScreenWritersArena