Frangipani Flower
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

30 Eylül 2012 Pazar

Oturmaya mı geldik, hobaaa :)


Eş dost yakın akraba düğünlerinde sandalyeye çivilenerek yerinden kalkmayan; tanımadıkları insanların düğününde ise iki saniye oturmayan, göbecikler atan gerberadan hepinize selamlar efem..:)




Nerden geldi bu oynama aşkı valla ben de bilmiyorum.. Akşam yakınlardan müzik sesi geliyordu hadi bi gidelim bakalım hem izleriz dedik.. Ama izledik mi? asla! Oynamaktan izlemeye vakit mi kaldı diye sormak lazım önce..:)


Çimenlere oturmuştuk yanı başımızdaki düğüne bakıyorduk ki, kızlar geldi yanımıza "hadi kalkın bakalım oynucaz.." Tabi önce bir naz bir niyaz bizde, sanki kraliyet ailesindeniz de göbek atmaya utanıyoruz.. Yok olmaz bir sürü insan falan, hem hepsi de yabancı utanırız falan derken.. Bir an arkadaşa döndüm "sen kalkarsan ben de kalkarım" demeye kalmadan "e ne duruyosun kalk hadi o zaman" diye cevabı yapıştırması bir oldu..:) Meğer bi kıvılcım bekliyormuşuz..:)


Kenarda köşede 5-6 kız birlikte kendi aramızda oynamamızla başlayan düğün maceramız, düğün sahibinin "kızlar burada oynayamazsınız.. ya sahnede oynarsınız ya da hiç oynamazsınız" şeklinde konuşmasıyla bizi sahneye atarak karşı atak yapmasıyla bir anda sahnede bulduk kendimizi! Bir an bi baktım düğün sahibi teyze beni kolumdan tutmuş sahneye sürüklüyor.. Gerisini hatırlımıyorum, o andan sonrası kopmuş bende..:)


Sonrasında hatırladığım bazı kareler: çile bülbülüm derken hep bir ağızdan çileeeeeeeee diye boğaz patlatma anı, orkestranın tamam mı devam mı sorularına devaaaaaam diye kendimizi yırtmamız, hiç tanımıdağım kızlarla karşılıklı çiftetelli oynamamız ve ankara havasında göbecikler atmamız..


Ben oynamayı bilmiyorum ama diyen ben, kendim bile şaşırdım.. Demek ki oynamayı bilmiyorum ben diye naz yapanlardan korkmak lazımmış meğer!..


Oynamaktan korkmayın diyorum ve yanaklarınızdan mıncırıyorum..:)



Not: Düğün sahipleri bizi çok iyi ağırladı ama :) malum düğünde en çok oynayan biz olunca, bizi pastalar kurabiyelerle, kolalar fantalar gazozlarla beslediler.. Ağırlama yönünden düğün sahiplerine 30 puan!

Hafiften kıskandım ama gelini de çok beğendim.. Güzel oynayışı, pistte uzun süre kalması ve cana yakın hareketleri (özellikle de gelinle karşılıklı oynadıktan sonra) ile benden bir 40 puan daha..:) (Ne uzun not oldu bea)


Geceyi 70 puanla tamamlayarak gecenin 1. olan bu güzel çiftimize hayatta başarılar evliliklerinde bol bol mutluluklar diliyoruz ve yerlerine(balayına) gönderiyoruuuuzz..:) 










Görsel alıntı buradan
Devamını Oku

Seyre dursun aşk! :)







Bu aralar çok dilime takıldı..  Bir de birlikte dinleyelim..:)



Video açılmazsa buraya tık tık



Devamını Oku

Güne güzel baslayalım..:)








Gülümse bakayım...:)











Devamını Oku

Nolur nolur..







Şöyle bir evim olsun ya! Lütfen lütfen lütfeeen.. :)








Devamını Oku

ilginç teselli diyalogları


İki haftadır gözlerimi şişmiş gören arkadaş üzülme bu kadar, bak sen şu çocuğu bi denesene dedi. -'Oha hayvan, eşya mı deniyoruz' dedim o günden beri bana selam vermiyor..


Karşıma çıkan herkes üzülme diyor! Lan bırakın da üzüleyim biraz dedim, geber o zaman dediler.. (arkadaşlarımın ortası yok!) 



Sedoşum da bana sürekli yas sürecindesin sen, bak yastasın diyor.. Biri mi öldü lan? demeye kalmadan doğru ya dedim.. 


Tamam bea tamam sen de başlama, biraz daha var sonra düzelicem.. Yas tutmadan sevinç olmaz, az kaldı sabret biraz sayın okuyucu, valla bak!


Hemen içim karardı deme bu son artık neşeli yazcam... 


Not: lanlu lunlu, ohalı çüşlü konuşmalarımdan da anlaşıldığı üzere içimdeki kabasakal bir türlü rahat durmuyor..:)







Görsel alıntı buradan
Devamını Oku

29 Eylül 2012 Cumartesi

Çince sözlük olmak!


Anlaşılmaz olmak garip, hatta bazen kendini bile anlayamamak.. Çince sözlük gibi. Öğrenmek ister gibi sanki, açar, bakar, okur okur... En son safhada öğrendiği şey ise yarım yamalak söyleyebildiği birkaç kelimeden ibaret olur; ki bu da büyük hayal kırıklığı demektir..








Çünkü anlaşılamamaktan daha kötü olan şey, yalan yanlış anlaşılmaktır..


Anlayışlı arkadaşlarımızı koruyalım; sevelim, sevmeyenleri uyaralım lütfen!..:) Zira nesilleri tükenmek üzere.. 





Devamını Oku

27 Eylül 2012 Perşembe

Lütfen biraz tozutabilir miyim?




Abuk sabuk düşüncelerin, olası olmayan saçma hayallerin peşindeyim sevgili okuyucu, lütfen biraz tozutabilir miyim? İhtiyacım var buna.. Biraz deli saçması rüyalarda gezinmek, daha önce hiç gitmediğim yerlere gitmek, deli gibi koşmak aptal gibi düşmek istiyorum. Çok düşerim ben, bilen bilir dizlerim hep yaradır benim, kalbim yara olmasın da!


Biraz saçmalamak istiyorum bugünlerde.. İlk olarak işe; hiç gitmediğim yerlere gitmekle başladım bugün hep önünden geçtiğim ama hiç gitmediğim bir yere giderek başlıyorum..:) Niye hiç gelmemişim ben buraya ya diye içimden geçirdim bi de, saf mıyım neyim!. 


Çok şeyi unutasım, çok şeyi affedesim var okuyucu, en başta kendimi.. kırgınlıklarım geçene kadar depresif değil ama biraz deli biraz da aptal takılacağım ve kalbim beni sürüklemekten bıkana ve ayaklarım iflas edene kadar kalbimin aklına uyup onun peşinden gideceğim..  



Sen de bana katılsana, yolda biraz laflarız..:)





Görsel alıntı buradan
Devamını Oku

24 Eylül 2012 Pazartesi

Türk kahvesi neye yarar?






Bu postu görünce vay efendim kalbi güçlendiriyormuş, sağlığa çok yararlıymış mutlaka günde bir fincan içilmeliymiş bilmemne falan vıdı vıdı konuşacağımı sandıysanız çok yanılıyorsunuz.. Benim için Türk kahvesi bunlardan daha başka anlamlar ifade ediyor ya da ben başka amaçlarla kullanıyorum.. :)



1. Sevdiklerinle bir araya gelmek

Sevdiğin insana dersin sadece bir türk kahvesi içelim mi diye. Çünkü türk kahvesi içmesi kısa muhabbeti uzun süren bir içeçektir, çay gibi merhaba-görüşürüz içeçeği değil, karamelli macchiato gibi havasından geçilmeyen bir içecek değildir.. Sıcaktır, sevdiklerinle aranı sıcak tutmanı sağlar..


2. Sohbet etmek (dedikodu)
Şimdi hiç lafı evirip çevirmeye gerek yok işte, yapıyoruz yani inkara gerek var mı? "ayy ben dedikodu yapmıyorum" diyen sevgili okuyucu itiraf edebilirsin kimse yok! :)


3. Dertleşmek
Bazen dertlerimiz olur, içimize sindiremediklerimiz.. Bir fincan türk kahvesi eşliğinde bir dostumuz 'geçer' desin yeter ki! Geçer..


4. Rahatlamak
Kim sevdiği bir insanla bir fincan kahve içip bir güzel konuştuktan sonra rahatlamaz ki?


5. Mutlu olmak
Sizde de aynı etkiyi yapıyor mu bilmiyorum ama beni çok mutlu ediyor.. Hele bir de damlasakızlı, çikolatalı olursa ohh misss.. Nasıl canım çekti şimdi, sahi gelsene bana bir kahve içmeye laflarız(dedikodu yaparız)!  

:)









Devamını Oku

23 Eylül 2012 Pazar

Uzaylı kıro olursa!



Ve bu da oldu... :)








Görsel alıntı buradan
Devamını Oku

22 Eylül 2012 Cumartesi

izlenesi 10 Film


10. This Means War


Biraz klasik ama bir kadın iki erkek hikayesi var ama çok eğlenceli bir dille anlatılmış konusu güzel, oyuncuları iyi ve bir komedi filminin de vaat ettiği gibi güldürme potansiyeli yüksek bir film. Pişman olmazsınız..


İmdb puanı: 6.3






9. Bad Teacher 

Hiç böyle bir öğretmen görmediğinize eminim.. Şaşırtıcı ve eğlendiren bir öğretmen karakteriyle karşımıza çıkan Cameron Diaz harika bir performans sergilemiş. Gülmek garantili..


İmdb puanı: 5.7





8. Wall-E


Siz de benim gibi animasyon filmlerini seviyorsanız ve "aaa bunu mu izliyorsun çocuk gibi" diyenlere animasyon bir çocuk filmi değildir!!" diye kafa tutuyorsanız, bu film size göre. Değişik bir konusu var ve robot karakterleri gerçekten çok sevimli..


İmdb puanı: 8.5








7. 3 İdiots 


Aslında eski bir film değil ancak hala izlemediyseniz kesin izleyin, üç kafadarın üniversiteye başlaması ile birlikte başlayan maceralarını anlatan akıcı Bollywood yapımı bir komedi. Hint filmlerini sevenler zaten bilir..:)

İmdb puanı: 8.3



6. I Spit on Your Grave 

Bir kadının tecavüze uğramasıyla birlikte yaşanan olayları konu alan etkileyici bir film..

İmdb puanı: 6.3





5. Battleship

Geldi gelecek derken bir türlü gelemeyen şu uzaylılar sonunda geldi, şükür..:) Filmdeki uzaylı karakterlerini çok orjinal bulduğumu söylemem gerek; öyle uydurmasyon yeşil, koca kafalı, antenli vb gibi saçma özellikleri yok.. Başlarında bir merak uyandıran daha sonra bu merak duygusunun yerini heyecana bırakan akıcı bir film.


İmdb puanı: 6.0






4. Pan's Labyrinth


İzlerken insanı baya şaşırtan, ordan oraya sürükleyen, bu küçük kızla ilgili gerçeğin ne olduğunu anlamak için çaba sarfettiren filmlerden. Görsel unsurlar gerçekten harika.. Ayrıca 3 dalda oscar kazanmış bir yapıt. (sonu sizi şaşırtabilir)



İmdb puanı: 8.3





3. The Woman İn Black


 Korku filmlerinin beğenilmesi daha zordur, ama izlerseniz (yüksek sesle ve karanlık odada daha iyi korkulur tabi :) sizi hayal kırıklığına uğratmayacak bir film.



İmdb puanı: 6.5






2. Law Abiding Citizen


Bir baba ve eş olarak bir adamın yaşadığı kötü bir olaydan sonra adaleti sağlama çabasını konu alan çok etkileyici, zekice kurgulanmış ve Gerard Butler'ın oyunculuğu ile bir tık daha üst seviyeye çıkan güzel bir film..

İmdb puanı: 7.2






1. Black

Doğuştan bazı yetilere sahip olmayan bir kızın yaşadığı zor ve çetin mücadeleyi konu alıyor.. Azim, mücadele ve başarı hakkında çok şey öğrenilebilecek muhteşem bir film..

İmdb puanı: 8.0





Not:  Sadece fikir vermek, tavsiye etmek için yazılmıştır, izlemek isterseniz heyecanı kaçmasın diye filmleri ayrıntıya girmeden kısa kısa tanıttım.



Devamını Oku

21 Eylül 2012 Cuma

Tek kare #3




Bir gün bu hale gelmekten korkuyorum..:)
Devamını Oku

20 Eylül 2012 Perşembe

Kısa kısa.. #2




"Biz lisede her haltı yerdik, kavgadan içkiye, sigaraya, kimse bana yamuk yapamazdı.. 5 erkeği aynı anda idare ettim" diyen sevgili kız arkadaşlarımız neden takdir, saygı, ayakta alkışlama gibi hareketler görme beklentisi içine girer..



Israrla elde edilemeyecek kız yoktur! doğru.. sadece biraz zaman vardır. Bir kızın kapısında 1 yıl yat, sonra kalk git 'istemiyorsun madem giderim' ayağına, dakikasına o senin peşinden koşar..(Zira 1 yıl kapısında yatmak da hafife alınacak bir şey değil..)



Evde burnunu bile yağ yaparak, kıtlıktan çıkmışcasına yemek yiyen; dışarıda ise kırılacakmış gibi yiyen arkadaşlarıma kocaman kokulu kokulu öpücükler gönderiyorum..



Facebook hesabını bir kapatıp bir açan, bir dondurup bir eriten arkadaşlara, Face de tavır koysa ya.. Mesela tam dondurma işlemi tamamlanırken, son butona basmadan önce "O kapıdan bir kez çıkarsan bir daha dönemezsin" diye bir uyarı yazısı çıksa ya! Bence çok caydırıcı olabilir..


Hem dürüst, hem sevimli, hem yemek-temizlik yapabilen, hem sadık, hem aşık ve hem de düşünceli, kibar bir erkek varsa lütfen bana da haber verin... Bir görüp fotoğrafını çekmek isterim o numunelik arkadaşın.. Zira nesli tükeniyor..



Yarışmaya başlarken "önemli olan burda olup yarışmak, tüm arkadaşlara başarılar diliyorum" diye kocaman palavralar atan yarışmacılara inat spiker de "madem öyle ödülü kaldırıyorum lan, alın doya doya yarışın" dese çok eğlenceli olmaz mı?



"Ayy bu elbise sana çok yakıştı" diyerek her tarafından pırtlamış 2 beden küçük elbiseyi satmaya çalışan satış görevlisi kızın, sıkıştırdığı kızcağızın yanına gittim ve sakın alma çok kötü dedim, az kalsın görevli kız dövecekti beni.. Ben mağazadan kaçarcasına çıkarken, görevli kız parmağıyla boğazını kesme işareti yaptı, hala korkuyorum..




O değil de eski Türk filmleri hiç mi eskimeyecek! Seviyorum uleeeynn..:)








Görsel alıntı buradan

Devamını Oku

19 Eylül 2012 Çarşamba

Henüz sonbahardayken bu parçayı bir kez daha dinleyin!


Bütün radyolarda, tv programlarında, magazinlerde, mağazalarda duymaktan hala bıkmadıysanız, son bir kez dinleyin..




Ben daha bıkmamışım anlaşılan..:)


Video açılmazsa buraya tık tık

Devamını Oku

Tek kare #2





Yıllarca kullandık, hala kullanıyoruz.. Kim der bu tatlı gülücük 30 yaşında diye! 

Anlaşılan çok sevdik seni..:)




Bu gülücüğün tarihçesi için tık tık

Devamını Oku

Katılalım katılmayanları uyaralım #4


Bugün ne sürsem harika bir çekiliş düzenliyor.. İşte bunlar da cicileri,






Son katılım 17 Ekim

Devamını Oku

18 Eylül 2012 Salı

Mutluyum lan!


Lanlı lunlu konuşmalarımdan da anlaşılacağı üzere içimdeki kabasakal açığa çıkmaya başladı.. İçimde bir huzur var son zamanlarda.. Tabi bu mutlulukta yaptığım alışverişlerin de etkisi olabilir :) Malum alışveriş endorfin etkisi yapıyo bende.. Watsons'ta muhteşem indirimler vardı bende bir kaç parça birşey kaptım tabi.. 





Maybelline Affinitone pudra ben 09 numarasını aldım açık renk ve pembe tonunda.. Kapatıcılığı pek yok, kalıcılığı 3 saat civarı, cildinizde bir kusur yoksa sadece makyaj sabitlemek ya da mat bir görünüm için kullanacaksanız siz de benim gibi çok memnun kalacaksınız..






Bir de rujlarım var soldaki Golden Rose Perfect Shine 226 öyle çok cırt kırmızı değil hafif sürünce nar çiçeği gibi oluyor, sağdaki ise Rimmel Kate Moss ruj no 16 açık ton ve doğal bir renk, ben memnun kaldım siz de deneyebilirsiniz.. Ayrıca Golden Ross Perfect Shine no 220 ruju da var hafif turuncumsu bir rengi var kesinlikle çok tatlı bir renk, böyle tonları seviyorsanız deneyebilirsiniz..

Tabi bunlar benim naçizane, kişisel görüşlerim, sadece fikir vermek için paylaştım, profesyonel bir tanıtım asla değil.. Profesyonel olarak makyaj yapanlar elbette ki daha iyi değerlendirecektir..



Devamını Oku

Böcükgil Familyası

Böcük de kim? derseniz şu yazımdan okuyabilirsiniz böcük'ü ve enteresan hikayesini..:) şimdi de Böcük ve sevgili eşini sizlere takdim etmek istiyorum efendim..





Normalde böyle deli deli bakmazlar ama fotoğraf makinesinin flaşı gözlerini aldı gariplerimin.. Çifte kumrular gibiler..






Damadımız çok efendi, ağırbaşlı, anlayışlı ve Böcük'ün kaprislerini çekebildiğine göre bolca da sabırlı efem.. Bi de Böcük'ten daha ince yapılı ve zayıf, Böcük'e yarmagül lakabını neden verdiğimi artık daha iyi anladığınızı umuyorum..:) 

Böcük'ün de yuvasını kurduk, başını bağladık sonunda bi de torun sevebilsek!! yook nerdee.. Neymiş efendim "daha çok gençlermiş, yeni evlilermiş, çocuk düşünmüyorlarmışş.." Yolarım ben bunları!

Ekmeğini ver, suyunu ver, salçalı makarnasından patatesine, rokadan maruluna, yumurta sarısına kadar yeme yedir, giyme giydir(bu pek olmadı galiba) sonra yatırımlarının karşılığını alama!! 

Neyse hallettik ama aldım karşıma "Siz bir torun vermeyin bana, sizin o mavi tüylerinizi tek tek yolarım, sizin suyunuza çorba yaparım" şeklinde medeni bir konuşmadan sonra yatak odalarından bir takım sesler geldi. Şu an Böcük'ün alt tarafında, göbüşünün altında büyük bir şişlik var. Ve sanırım Böcük hamileeeeeeeee....:)



Bebişlerimiz olunca elinizi öptürmeye getiririm artık...:)






Devamını Oku

17 Eylül 2012 Pazartesi

Kore Fırtınası


Bugünlerde bir kore dizileri fırtınasıdır gidiyor.. Tabi bende sevgili okuyucumlarım da bundan mahrum kalsın ister miyim? aslaaaa! Bu yüzden bir konuk yazar davet ettim ve aynı zamanda sıkı bir kore dizisi takipçisi olan sevgili Haezee'den bir değerlendirme istedim. Karşınızda Haeze ve Kore dizileri.. 

    
   Merhaba sevgili gerberaa takipçileri, ben konuk yazar Haezee öncelikle ilkokulda hatıra yazarken derdik ya kalbin kadar temiz sayfayı ayırdığın için teşekkürler diye bende öyle yapıcam sevgili Gerbera’ya güzel sayfasında bana da yer verdiği için teşekkürlerimi sunmayı bir borç bilirim J

Bugünlerde bir Kore rüzgârıdır esiyor ve bu rüzgâr beni de esir aldı. Sadece bir tane dizi izleyip hayran kalmamla başlayan olaylar zincirini diğer Kore dizileri, oyuncuları ve şarkıcılarına olan ilgimin artması ile Kore Aşkım tavan yapmış bulunmakta J
    
Nasıl mı başladı Kore sevdam derseniz? Şöyle ki: üniversite de arkadaşlarım izlerken hep dalga geçerdim Türk Dizilerinin suyu mu çıktı diye onlarda izle bak görürsün derlerdi ve bir gün kpss sınav sonrası bütün gün bir diziyi baştan sona izledik.. ve benim tepkim waaov şeklindeydi.. Şimdi sizlere en sevdiğim dizilerden bazılarını tanıtmak istiyorum..




PLAYFUL KİSS




Benim favori dizim çünkü ilk izlediğim Kore dizisi kaç kere izledim hiç bilmiyorum ama ne zaman canım sıkılsa açıp izliyorum çok eğlenceli J İQ 200 olan dahi oğlumuz Baek Seung jo ve saf âşık kızımız Oh Hani’nin hikayesini anlatıyor. Kızımız çok tatlı dizi boyunca bu oduna hatta odun az kalır bu kütüğe nasıl âşık oldu değip dursam da aşk işte demekten kendimi alamadım.. Birde bu dizide kaynana olan kadına bayıldım ya acayip eğlenceli bir karakterdi. Allah herkese böyle kaynana nasip etsin J









 YOU ARE BEAUTİFUL

A.N.jell bu müzik grubunun gerçekte de olmasını çok isterdim ya hepsi harika sesleri, oyunculukları çok seviyorum bu dörtlüyü J Liderlerimiz titiz, aksi ama aslında sevimli Hwang Tae Kyung, Erkek kılığına girmiş diğer solistimiz Go Mi Nam, romantik, yardımsever gitaristimiz Shin Woo, neşeli, eğlenceli, acayip komik bateristimiz Jeremy işte karşınızda  A.N.Jell. Dizinin sadece kendisini değil ostlarınıda (dizi müzikleri) çok seveceksiniz kesinlikle ve kesinlikle izlemelisiniz J







HEARTİSTRİNG


Cn Blue’un solisti ve bateristinin yer aldığı dizide benim en sevdiğim Koreli kız ünlü olan Park Shin hye başrolde.arkadaşlığın, sevginin, birlikte olunca nelerin başarılacağını anlatan Güzel bir gençlik dizisi.. Soğuk oğlumuz Lee Shin ile güzel kızımız Lee Gyu Won’un hikayesi.. Dizinin şarkıları harika özellikle esas oğlumuzun Söylediği “Bana aşık oldun” benim favorim eminim sizde seveceksiniz :) Dizide başrollerden sonra en sevdiğim karakter Cn Blue grubunun bateristi Kang Min Hyuk’tu. Unni unni diye kızın peşinde koşması, yemek yemeye olan aşkı, kocaman gözlükleri ile çok sevimliydi.. Bu dizi de oyuncuların kıyafetlerine, okula her şeyi çok sevdim çok zevkli insanlarmış bunu da söylemeden geçemeyeceğim ve ayrıca şarkıcıların oyunculukları çok güzeldi.


  

BOYS OVER FLOWERS


Eğer bir kore fanıysanız bu diziyi izlememeniz imkansız. Bütün kore fanlarının ortak dizisidir eğer kore fanı olup da bunu izlemediyseniz sizi kore fanı olarak kabul etmezler birde üzerine alay konusu olursunuz J Çiçek oğlanlar nam-ı diğer F4 söylenecek o kadar çok şey var ki ama kelimelerim kifayetsiz kalıyor bu dörtlüyü tarif etmek için… Konusu aslında Türk dizilerine benziyor fakir kız Geum Jandi ile  zengin oğlan Goo Joon Pyo hikayesi ama daha eğlenceli versiyonu.Dizide en sevdiğim taraf arkadaşlıklarını aşk için bozmamaları olmuştu fedakarlık son derece güzeldi.. Esas kızımızla esas oğlanımız aşkından çok F4’ün çapkını Yi Yung ile Ga Eul’un aşkıydı.. Çok fazla Spoiler verdim en iyisi siz izleyin..




TO THE BEAUTİFUL YOU



Bu ara merakla Türkçesi çıksın da izleyeyim diye dört gözle beklediğim dizi J Kore’de kızların hayran oldukları çocuk için yapamayacakları yok bu dizi de tam onun üzerine… Konu zaten çok eğlenceli ki birde üzerine oyuncu kadrosu da iyi olunca tadından yenmiyor.. Kısaca bayıldım ben bu diziye kesinlikle ve kesinlikle izleyin. Ve birde yaşadıkları öğrenci yurdu harika bizim ülkemizde ki öğrenci yurtları da öyle olsa yurttan hiç çıkmam herhalde (gerçi film icabı da olabilir yurt ama). Her şeyden önemlisi benim için Suju’nun seslendirdiği ostu diziyi izlerken duymaktı JJ ( Suju Super Junior Kore’nin en ünlü grubu )




PANDA And  HEDGEHOG

Diziyi izlemeye başlamamın en büyük nedeni tabi ki de Lee Donghae J Şarkıcılıkta olduğu kadar oyunculukta da başarılı… Lee Donghae nam-ı diğer kirpi harika bir pastacı sırf bu diziyi izledikten sonra pastacılık kursuna gidesim geldi o ne güzel pasta yapmaktır ya! Adam zaten ruh ikizim birde üzerine beyazlar içinde her görüşümde kitlenip kalıyorum.. Sanırım yakında bilgisayarın başında donup kalıcam. Yalnız o kadar konuştum sadece Donghae’i anlatmışım.. Dizi gerçekten güzel başroldeki kızımız da sevimli hakkını yemeyeyim şimdi ama hala 30 yaşında olduğuna inanamıyorum.. Yalnız ben gibi tatlı delisiyseniz izlerken zorlanabilirsiniz. Ama siz yine de izleyin pişman olmayacaksınız. Yalnız ben gibi Donghae hayranıysanız kiss sahnelerinde çok canınız sıkılabilir araya Kadir İnanır misali girip “durun, kesini yeter  ne oluyor burada dağılın diye” bağırmak isteyebilirsiniz J Kendime Halil Sezai’den İsyaannn şarkısını armağan ediyorum J




LOVE RAİN

Kore dizisi izleyip ilk defa çok sevdiğim oppam(aslında bu lafı sevmiyorum zaten hem abiye hem sevgiliye deniyor yani tam manasını bende çözemedim)  Jang Geun Suk’un dizisi. Dizi hem yetmişli yıllarda hem de günümüzde geçiyor. Jang Geun kesinlikle harika bir oyuncu dizi de çok güzeldi tekrar tekrar izleyebilirim ( ki birkaç kere izledim ).. Girls Generation grubunu sevmem ama Yoona’ya bayıldım başrol kızımız. Diziyi izlerken kader diye bir şey kesinlikle var ona inandım… “İlk seferde birini sevmek üç saniyeni alır. Ama birini sevmeyi bırakmanın üç saniyede olması imkansızdır. ” dizide en sevdiğim sözlerden biriydi. “hana dul sed”  J İzleyin görün pişman olmayacaksınız J







FAİTH

 Normalde insanlar pazartesileri sevmez haklı olarak bende hiç sevmem ama bu sırf bu dizi yüzünden pazartesiyi iple çeker oldum. Daha öncede Love Rain için sabırsızlıkla pazartesiyi beklerdim (dipnot). Dizimize dönersek Kore dizilerinde bu ara geçmiş ile gelecek arasında yolculuk yapma senaryosu epey moda oldu. Bu dizimizde de öyle. Karakterler gayet ilgi çekici, dizi sürükleyici aşk, entrika, ihtiras hepsi var J Sonu gerçekten nereye varacak hiç tahmin edemiyorum bunun içinde sabırsızlıkla beklemekteyim.. Ama umarım klasik Kore dizi finalleri gibi kötü olmaz..Dizileri güzel hoş da finalleri hiç düzgün yapamıyorlar L Sonunun ilginç ve hoşa giden şekilde bitmesini ümit ederek yeni dizime geçiyorum.




QUEEN IN HYUN’S MAN


Bu diziye ne desem az olacak ben öyle hissediyorum J izlerken çok keyif almıştım. Aşk gerçekten ne zaman ne de mekân tanımıyormuş… Tek kelime ile harika aşkın mucizesi bu dizi. Normalde erkek karakterler daha çok sevilir ama ben kıza bayıldım o nasıl bir sevimliktir ya kıza bayıldım. Gerçi çocuğun da hakkını yemeyelim şimdi oda gayet iyiydi, çok güzel bir ikili olmuşlar. Diziyi izlerken ne kadar gerçekçi oynuyorlar diyordum meğersem çocuk kıza âşıkmış ve sonra gerçekten sevgili olmuşlar ki bence çok da iyi yapmışlar.. Kendilerine bir ömür boyu mutluluklar dileyerek diziyi mutlaka ve mutlaka izleyin diyorum… İzledikten sonra içinizde kelebekler uçuşacak J Hatta ben gibi suratınızda garip bir gülümseme ile gezebilirsiniz.

Sonuç olarak aslında daha çok anlatmak istediğim dizi var ama şimdilik bunları izleye durun birden yüklemeyeyim o kadar diziyi! Sizi de “korecan” yapabilirsem ne mutlu bana,  her hangi bir kusurum varsa affola…  Hoşçakalın Kore dizileriyle kalın. Bütün dizileri buradan izleyebilirsiniz J

Devamını Oku

Pages

30 Eylül 2012 Pazar


Eş dost yakın akraba düğünlerinde sandalyeye çivilenerek yerinden kalkmayan; tanımadıkları insanların düğününde ise iki saniye oturmayan, göbecikler atan gerberadan hepinize selamlar efem..:)




Nerden geldi bu oynama aşkı valla ben de bilmiyorum.. Akşam yakınlardan müzik sesi geliyordu hadi bi gidelim bakalım hem izleriz dedik.. Ama izledik mi? asla! Oynamaktan izlemeye vakit mi kaldı diye sormak lazım önce..:)


Çimenlere oturmuştuk yanı başımızdaki düğüne bakıyorduk ki, kızlar geldi yanımıza "hadi kalkın bakalım oynucaz.." Tabi önce bir naz bir niyaz bizde, sanki kraliyet ailesindeniz de göbek atmaya utanıyoruz.. Yok olmaz bir sürü insan falan, hem hepsi de yabancı utanırız falan derken.. Bir an arkadaşa döndüm "sen kalkarsan ben de kalkarım" demeye kalmadan "e ne duruyosun kalk hadi o zaman" diye cevabı yapıştırması bir oldu..:) Meğer bi kıvılcım bekliyormuşuz..:)


Kenarda köşede 5-6 kız birlikte kendi aramızda oynamamızla başlayan düğün maceramız, düğün sahibinin "kızlar burada oynayamazsınız.. ya sahnede oynarsınız ya da hiç oynamazsınız" şeklinde konuşmasıyla bizi sahneye atarak karşı atak yapmasıyla bir anda sahnede bulduk kendimizi! Bir an bi baktım düğün sahibi teyze beni kolumdan tutmuş sahneye sürüklüyor.. Gerisini hatırlımıyorum, o andan sonrası kopmuş bende..:)


Sonrasında hatırladığım bazı kareler: çile bülbülüm derken hep bir ağızdan çileeeeeeeee diye boğaz patlatma anı, orkestranın tamam mı devam mı sorularına devaaaaaam diye kendimizi yırtmamız, hiç tanımıdağım kızlarla karşılıklı çiftetelli oynamamız ve ankara havasında göbecikler atmamız..


Ben oynamayı bilmiyorum ama diyen ben, kendim bile şaşırdım.. Demek ki oynamayı bilmiyorum ben diye naz yapanlardan korkmak lazımmış meğer!..


Oynamaktan korkmayın diyorum ve yanaklarınızdan mıncırıyorum..:)



Not: Düğün sahipleri bizi çok iyi ağırladı ama :) malum düğünde en çok oynayan biz olunca, bizi pastalar kurabiyelerle, kolalar fantalar gazozlarla beslediler.. Ağırlama yönünden düğün sahiplerine 30 puan!

Hafiften kıskandım ama gelini de çok beğendim.. Güzel oynayışı, pistte uzun süre kalması ve cana yakın hareketleri (özellikle de gelinle karşılıklı oynadıktan sonra) ile benden bir 40 puan daha..:) (Ne uzun not oldu bea)


Geceyi 70 puanla tamamlayarak gecenin 1. olan bu güzel çiftimize hayatta başarılar evliliklerinde bol bol mutluluklar diliyoruz ve yerlerine(balayına) gönderiyoruuuuzz..:) 










Görsel alıntı buradan







Bu aralar çok dilime takıldı..  Bir de birlikte dinleyelim..:)



Video açılmazsa buraya tık tık










Gülümse bakayım...:)

















Şöyle bir evim olsun ya! Lütfen lütfen lütfeeen.. :)









İki haftadır gözlerimi şişmiş gören arkadaş üzülme bu kadar, bak sen şu çocuğu bi denesene dedi. -'Oha hayvan, eşya mı deniyoruz' dedim o günden beri bana selam vermiyor..


Karşıma çıkan herkes üzülme diyor! Lan bırakın da üzüleyim biraz dedim, geber o zaman dediler.. (arkadaşlarımın ortası yok!) 



Sedoşum da bana sürekli yas sürecindesin sen, bak yastasın diyor.. Biri mi öldü lan? demeye kalmadan doğru ya dedim.. 


Tamam bea tamam sen de başlama, biraz daha var sonra düzelicem.. Yas tutmadan sevinç olmaz, az kaldı sabret biraz sayın okuyucu, valla bak!


Hemen içim karardı deme bu son artık neşeli yazcam... 


Not: lanlu lunlu, ohalı çüşlü konuşmalarımdan da anlaşıldığı üzere içimdeki kabasakal bir türlü rahat durmuyor..:)







Görsel alıntı buradan

29 Eylül 2012 Cumartesi


Anlaşılmaz olmak garip, hatta bazen kendini bile anlayamamak.. Çince sözlük gibi. Öğrenmek ister gibi sanki, açar, bakar, okur okur... En son safhada öğrendiği şey ise yarım yamalak söyleyebildiği birkaç kelimeden ibaret olur; ki bu da büyük hayal kırıklığı demektir..








Çünkü anlaşılamamaktan daha kötü olan şey, yalan yanlış anlaşılmaktır..


Anlayışlı arkadaşlarımızı koruyalım; sevelim, sevmeyenleri uyaralım lütfen!..:) Zira nesilleri tükenmek üzere.. 





27 Eylül 2012 Perşembe




Abuk sabuk düşüncelerin, olası olmayan saçma hayallerin peşindeyim sevgili okuyucu, lütfen biraz tozutabilir miyim? İhtiyacım var buna.. Biraz deli saçması rüyalarda gezinmek, daha önce hiç gitmediğim yerlere gitmek, deli gibi koşmak aptal gibi düşmek istiyorum. Çok düşerim ben, bilen bilir dizlerim hep yaradır benim, kalbim yara olmasın da!


Biraz saçmalamak istiyorum bugünlerde.. İlk olarak işe; hiç gitmediğim yerlere gitmekle başladım bugün hep önünden geçtiğim ama hiç gitmediğim bir yere giderek başlıyorum..:) Niye hiç gelmemişim ben buraya ya diye içimden geçirdim bi de, saf mıyım neyim!. 


Çok şeyi unutasım, çok şeyi affedesim var okuyucu, en başta kendimi.. kırgınlıklarım geçene kadar depresif değil ama biraz deli biraz da aptal takılacağım ve kalbim beni sürüklemekten bıkana ve ayaklarım iflas edene kadar kalbimin aklına uyup onun peşinden gideceğim..  



Sen de bana katılsana, yolda biraz laflarız..:)





Görsel alıntı buradan

24 Eylül 2012 Pazartesi






Bu postu görünce vay efendim kalbi güçlendiriyormuş, sağlığa çok yararlıymış mutlaka günde bir fincan içilmeliymiş bilmemne falan vıdı vıdı konuşacağımı sandıysanız çok yanılıyorsunuz.. Benim için Türk kahvesi bunlardan daha başka anlamlar ifade ediyor ya da ben başka amaçlarla kullanıyorum.. :)



1. Sevdiklerinle bir araya gelmek

Sevdiğin insana dersin sadece bir türk kahvesi içelim mi diye. Çünkü türk kahvesi içmesi kısa muhabbeti uzun süren bir içeçektir, çay gibi merhaba-görüşürüz içeçeği değil, karamelli macchiato gibi havasından geçilmeyen bir içecek değildir.. Sıcaktır, sevdiklerinle aranı sıcak tutmanı sağlar..


2. Sohbet etmek (dedikodu)
Şimdi hiç lafı evirip çevirmeye gerek yok işte, yapıyoruz yani inkara gerek var mı? "ayy ben dedikodu yapmıyorum" diyen sevgili okuyucu itiraf edebilirsin kimse yok! :)


3. Dertleşmek
Bazen dertlerimiz olur, içimize sindiremediklerimiz.. Bir fincan türk kahvesi eşliğinde bir dostumuz 'geçer' desin yeter ki! Geçer..


4. Rahatlamak
Kim sevdiği bir insanla bir fincan kahve içip bir güzel konuştuktan sonra rahatlamaz ki?


5. Mutlu olmak
Sizde de aynı etkiyi yapıyor mu bilmiyorum ama beni çok mutlu ediyor.. Hele bir de damlasakızlı, çikolatalı olursa ohh misss.. Nasıl canım çekti şimdi, sahi gelsene bana bir kahve içmeye laflarız(dedikodu yaparız)!  

:)









23 Eylül 2012 Pazar



Ve bu da oldu... :)








Görsel alıntı buradan

22 Eylül 2012 Cumartesi


10. This Means War


Biraz klasik ama bir kadın iki erkek hikayesi var ama çok eğlenceli bir dille anlatılmış konusu güzel, oyuncuları iyi ve bir komedi filminin de vaat ettiği gibi güldürme potansiyeli yüksek bir film. Pişman olmazsınız..


İmdb puanı: 6.3






9. Bad Teacher 

Hiç böyle bir öğretmen görmediğinize eminim.. Şaşırtıcı ve eğlendiren bir öğretmen karakteriyle karşımıza çıkan Cameron Diaz harika bir performans sergilemiş. Gülmek garantili..


İmdb puanı: 5.7





8. Wall-E


Siz de benim gibi animasyon filmlerini seviyorsanız ve "aaa bunu mu izliyorsun çocuk gibi" diyenlere animasyon bir çocuk filmi değildir!!" diye kafa tutuyorsanız, bu film size göre. Değişik bir konusu var ve robot karakterleri gerçekten çok sevimli..


İmdb puanı: 8.5








7. 3 İdiots 


Aslında eski bir film değil ancak hala izlemediyseniz kesin izleyin, üç kafadarın üniversiteye başlaması ile birlikte başlayan maceralarını anlatan akıcı Bollywood yapımı bir komedi. Hint filmlerini sevenler zaten bilir..:)

İmdb puanı: 8.3



6. I Spit on Your Grave 

Bir kadının tecavüze uğramasıyla birlikte yaşanan olayları konu alan etkileyici bir film..

İmdb puanı: 6.3





5. Battleship

Geldi gelecek derken bir türlü gelemeyen şu uzaylılar sonunda geldi, şükür..:) Filmdeki uzaylı karakterlerini çok orjinal bulduğumu söylemem gerek; öyle uydurmasyon yeşil, koca kafalı, antenli vb gibi saçma özellikleri yok.. Başlarında bir merak uyandıran daha sonra bu merak duygusunun yerini heyecana bırakan akıcı bir film.


İmdb puanı: 6.0






4. Pan's Labyrinth


İzlerken insanı baya şaşırtan, ordan oraya sürükleyen, bu küçük kızla ilgili gerçeğin ne olduğunu anlamak için çaba sarfettiren filmlerden. Görsel unsurlar gerçekten harika.. Ayrıca 3 dalda oscar kazanmış bir yapıt. (sonu sizi şaşırtabilir)



İmdb puanı: 8.3





3. The Woman İn Black


 Korku filmlerinin beğenilmesi daha zordur, ama izlerseniz (yüksek sesle ve karanlık odada daha iyi korkulur tabi :) sizi hayal kırıklığına uğratmayacak bir film.



İmdb puanı: 6.5






2. Law Abiding Citizen


Bir baba ve eş olarak bir adamın yaşadığı kötü bir olaydan sonra adaleti sağlama çabasını konu alan çok etkileyici, zekice kurgulanmış ve Gerard Butler'ın oyunculuğu ile bir tık daha üst seviyeye çıkan güzel bir film..

İmdb puanı: 7.2






1. Black

Doğuştan bazı yetilere sahip olmayan bir kızın yaşadığı zor ve çetin mücadeleyi konu alıyor.. Azim, mücadele ve başarı hakkında çok şey öğrenilebilecek muhteşem bir film..

İmdb puanı: 8.0





Not:  Sadece fikir vermek, tavsiye etmek için yazılmıştır, izlemek isterseniz heyecanı kaçmasın diye filmleri ayrıntıya girmeden kısa kısa tanıttım.



21 Eylül 2012 Cuma




Bir gün bu hale gelmekten korkuyorum..:)

20 Eylül 2012 Perşembe




"Biz lisede her haltı yerdik, kavgadan içkiye, sigaraya, kimse bana yamuk yapamazdı.. 5 erkeği aynı anda idare ettim" diyen sevgili kız arkadaşlarımız neden takdir, saygı, ayakta alkışlama gibi hareketler görme beklentisi içine girer..



Israrla elde edilemeyecek kız yoktur! doğru.. sadece biraz zaman vardır. Bir kızın kapısında 1 yıl yat, sonra kalk git 'istemiyorsun madem giderim' ayağına, dakikasına o senin peşinden koşar..(Zira 1 yıl kapısında yatmak da hafife alınacak bir şey değil..)



Evde burnunu bile yağ yaparak, kıtlıktan çıkmışcasına yemek yiyen; dışarıda ise kırılacakmış gibi yiyen arkadaşlarıma kocaman kokulu kokulu öpücükler gönderiyorum..



Facebook hesabını bir kapatıp bir açan, bir dondurup bir eriten arkadaşlara, Face de tavır koysa ya.. Mesela tam dondurma işlemi tamamlanırken, son butona basmadan önce "O kapıdan bir kez çıkarsan bir daha dönemezsin" diye bir uyarı yazısı çıksa ya! Bence çok caydırıcı olabilir..


Hem dürüst, hem sevimli, hem yemek-temizlik yapabilen, hem sadık, hem aşık ve hem de düşünceli, kibar bir erkek varsa lütfen bana da haber verin... Bir görüp fotoğrafını çekmek isterim o numunelik arkadaşın.. Zira nesli tükeniyor..



Yarışmaya başlarken "önemli olan burda olup yarışmak, tüm arkadaşlara başarılar diliyorum" diye kocaman palavralar atan yarışmacılara inat spiker de "madem öyle ödülü kaldırıyorum lan, alın doya doya yarışın" dese çok eğlenceli olmaz mı?



"Ayy bu elbise sana çok yakıştı" diyerek her tarafından pırtlamış 2 beden küçük elbiseyi satmaya çalışan satış görevlisi kızın, sıkıştırdığı kızcağızın yanına gittim ve sakın alma çok kötü dedim, az kalsın görevli kız dövecekti beni.. Ben mağazadan kaçarcasına çıkarken, görevli kız parmağıyla boğazını kesme işareti yaptı, hala korkuyorum..




O değil de eski Türk filmleri hiç mi eskimeyecek! Seviyorum uleeeynn..:)








Görsel alıntı buradan

19 Eylül 2012 Çarşamba


Bütün radyolarda, tv programlarında, magazinlerde, mağazalarda duymaktan hala bıkmadıysanız, son bir kez dinleyin..




Ben daha bıkmamışım anlaşılan..:)


Video açılmazsa buraya tık tık





Yıllarca kullandık, hala kullanıyoruz.. Kim der bu tatlı gülücük 30 yaşında diye! 

Anlaşılan çok sevdik seni..:)




Bu gülücüğün tarihçesi için tık tık


Bugün ne sürsem harika bir çekiliş düzenliyor.. İşte bunlar da cicileri,






Son katılım 17 Ekim

18 Eylül 2012 Salı


Lanlı lunlu konuşmalarımdan da anlaşılacağı üzere içimdeki kabasakal açığa çıkmaya başladı.. İçimde bir huzur var son zamanlarda.. Tabi bu mutlulukta yaptığım alışverişlerin de etkisi olabilir :) Malum alışveriş endorfin etkisi yapıyo bende.. Watsons'ta muhteşem indirimler vardı bende bir kaç parça birşey kaptım tabi.. 





Maybelline Affinitone pudra ben 09 numarasını aldım açık renk ve pembe tonunda.. Kapatıcılığı pek yok, kalıcılığı 3 saat civarı, cildinizde bir kusur yoksa sadece makyaj sabitlemek ya da mat bir görünüm için kullanacaksanız siz de benim gibi çok memnun kalacaksınız..






Bir de rujlarım var soldaki Golden Rose Perfect Shine 226 öyle çok cırt kırmızı değil hafif sürünce nar çiçeği gibi oluyor, sağdaki ise Rimmel Kate Moss ruj no 16 açık ton ve doğal bir renk, ben memnun kaldım siz de deneyebilirsiniz.. Ayrıca Golden Ross Perfect Shine no 220 ruju da var hafif turuncumsu bir rengi var kesinlikle çok tatlı bir renk, böyle tonları seviyorsanız deneyebilirsiniz..

Tabi bunlar benim naçizane, kişisel görüşlerim, sadece fikir vermek için paylaştım, profesyonel bir tanıtım asla değil.. Profesyonel olarak makyaj yapanlar elbette ki daha iyi değerlendirecektir..



Böcük de kim? derseniz şu yazımdan okuyabilirsiniz böcük'ü ve enteresan hikayesini..:) şimdi de Böcük ve sevgili eşini sizlere takdim etmek istiyorum efendim..





Normalde böyle deli deli bakmazlar ama fotoğraf makinesinin flaşı gözlerini aldı gariplerimin.. Çifte kumrular gibiler..






Damadımız çok efendi, ağırbaşlı, anlayışlı ve Böcük'ün kaprislerini çekebildiğine göre bolca da sabırlı efem.. Bi de Böcük'ten daha ince yapılı ve zayıf, Böcük'e yarmagül lakabını neden verdiğimi artık daha iyi anladığınızı umuyorum..:) 

Böcük'ün de yuvasını kurduk, başını bağladık sonunda bi de torun sevebilsek!! yook nerdee.. Neymiş efendim "daha çok gençlermiş, yeni evlilermiş, çocuk düşünmüyorlarmışş.." Yolarım ben bunları!

Ekmeğini ver, suyunu ver, salçalı makarnasından patatesine, rokadan maruluna, yumurta sarısına kadar yeme yedir, giyme giydir(bu pek olmadı galiba) sonra yatırımlarının karşılığını alama!! 

Neyse hallettik ama aldım karşıma "Siz bir torun vermeyin bana, sizin o mavi tüylerinizi tek tek yolarım, sizin suyunuza çorba yaparım" şeklinde medeni bir konuşmadan sonra yatak odalarından bir takım sesler geldi. Şu an Böcük'ün alt tarafında, göbüşünün altında büyük bir şişlik var. Ve sanırım Böcük hamileeeeeeeee....:)



Bebişlerimiz olunca elinizi öptürmeye getiririm artık...:)






17 Eylül 2012 Pazartesi


Bugünlerde bir kore dizileri fırtınasıdır gidiyor.. Tabi bende sevgili okuyucumlarım da bundan mahrum kalsın ister miyim? aslaaaa! Bu yüzden bir konuk yazar davet ettim ve aynı zamanda sıkı bir kore dizisi takipçisi olan sevgili Haezee'den bir değerlendirme istedim. Karşınızda Haeze ve Kore dizileri.. 

    
   Merhaba sevgili gerberaa takipçileri, ben konuk yazar Haezee öncelikle ilkokulda hatıra yazarken derdik ya kalbin kadar temiz sayfayı ayırdığın için teşekkürler diye bende öyle yapıcam sevgili Gerbera’ya güzel sayfasında bana da yer verdiği için teşekkürlerimi sunmayı bir borç bilirim J

Bugünlerde bir Kore rüzgârıdır esiyor ve bu rüzgâr beni de esir aldı. Sadece bir tane dizi izleyip hayran kalmamla başlayan olaylar zincirini diğer Kore dizileri, oyuncuları ve şarkıcılarına olan ilgimin artması ile Kore Aşkım tavan yapmış bulunmakta J
    
Nasıl mı başladı Kore sevdam derseniz? Şöyle ki: üniversite de arkadaşlarım izlerken hep dalga geçerdim Türk Dizilerinin suyu mu çıktı diye onlarda izle bak görürsün derlerdi ve bir gün kpss sınav sonrası bütün gün bir diziyi baştan sona izledik.. ve benim tepkim waaov şeklindeydi.. Şimdi sizlere en sevdiğim dizilerden bazılarını tanıtmak istiyorum..




PLAYFUL KİSS




Benim favori dizim çünkü ilk izlediğim Kore dizisi kaç kere izledim hiç bilmiyorum ama ne zaman canım sıkılsa açıp izliyorum çok eğlenceli J İQ 200 olan dahi oğlumuz Baek Seung jo ve saf âşık kızımız Oh Hani’nin hikayesini anlatıyor. Kızımız çok tatlı dizi boyunca bu oduna hatta odun az kalır bu kütüğe nasıl âşık oldu değip dursam da aşk işte demekten kendimi alamadım.. Birde bu dizide kaynana olan kadına bayıldım ya acayip eğlenceli bir karakterdi. Allah herkese böyle kaynana nasip etsin J









 YOU ARE BEAUTİFUL

A.N.jell bu müzik grubunun gerçekte de olmasını çok isterdim ya hepsi harika sesleri, oyunculukları çok seviyorum bu dörtlüyü J Liderlerimiz titiz, aksi ama aslında sevimli Hwang Tae Kyung, Erkek kılığına girmiş diğer solistimiz Go Mi Nam, romantik, yardımsever gitaristimiz Shin Woo, neşeli, eğlenceli, acayip komik bateristimiz Jeremy işte karşınızda  A.N.Jell. Dizinin sadece kendisini değil ostlarınıda (dizi müzikleri) çok seveceksiniz kesinlikle ve kesinlikle izlemelisiniz J







HEARTİSTRİNG


Cn Blue’un solisti ve bateristinin yer aldığı dizide benim en sevdiğim Koreli kız ünlü olan Park Shin hye başrolde.arkadaşlığın, sevginin, birlikte olunca nelerin başarılacağını anlatan Güzel bir gençlik dizisi.. Soğuk oğlumuz Lee Shin ile güzel kızımız Lee Gyu Won’un hikayesi.. Dizinin şarkıları harika özellikle esas oğlumuzun Söylediği “Bana aşık oldun” benim favorim eminim sizde seveceksiniz :) Dizide başrollerden sonra en sevdiğim karakter Cn Blue grubunun bateristi Kang Min Hyuk’tu. Unni unni diye kızın peşinde koşması, yemek yemeye olan aşkı, kocaman gözlükleri ile çok sevimliydi.. Bu dizi de oyuncuların kıyafetlerine, okula her şeyi çok sevdim çok zevkli insanlarmış bunu da söylemeden geçemeyeceğim ve ayrıca şarkıcıların oyunculukları çok güzeldi.


  

BOYS OVER FLOWERS


Eğer bir kore fanıysanız bu diziyi izlememeniz imkansız. Bütün kore fanlarının ortak dizisidir eğer kore fanı olup da bunu izlemediyseniz sizi kore fanı olarak kabul etmezler birde üzerine alay konusu olursunuz J Çiçek oğlanlar nam-ı diğer F4 söylenecek o kadar çok şey var ki ama kelimelerim kifayetsiz kalıyor bu dörtlüyü tarif etmek için… Konusu aslında Türk dizilerine benziyor fakir kız Geum Jandi ile  zengin oğlan Goo Joon Pyo hikayesi ama daha eğlenceli versiyonu.Dizide en sevdiğim taraf arkadaşlıklarını aşk için bozmamaları olmuştu fedakarlık son derece güzeldi.. Esas kızımızla esas oğlanımız aşkından çok F4’ün çapkını Yi Yung ile Ga Eul’un aşkıydı.. Çok fazla Spoiler verdim en iyisi siz izleyin..




TO THE BEAUTİFUL YOU



Bu ara merakla Türkçesi çıksın da izleyeyim diye dört gözle beklediğim dizi J Kore’de kızların hayran oldukları çocuk için yapamayacakları yok bu dizi de tam onun üzerine… Konu zaten çok eğlenceli ki birde üzerine oyuncu kadrosu da iyi olunca tadından yenmiyor.. Kısaca bayıldım ben bu diziye kesinlikle ve kesinlikle izleyin. Ve birde yaşadıkları öğrenci yurdu harika bizim ülkemizde ki öğrenci yurtları da öyle olsa yurttan hiç çıkmam herhalde (gerçi film icabı da olabilir yurt ama). Her şeyden önemlisi benim için Suju’nun seslendirdiği ostu diziyi izlerken duymaktı JJ ( Suju Super Junior Kore’nin en ünlü grubu )




PANDA And  HEDGEHOG

Diziyi izlemeye başlamamın en büyük nedeni tabi ki de Lee Donghae J Şarkıcılıkta olduğu kadar oyunculukta da başarılı… Lee Donghae nam-ı diğer kirpi harika bir pastacı sırf bu diziyi izledikten sonra pastacılık kursuna gidesim geldi o ne güzel pasta yapmaktır ya! Adam zaten ruh ikizim birde üzerine beyazlar içinde her görüşümde kitlenip kalıyorum.. Sanırım yakında bilgisayarın başında donup kalıcam. Yalnız o kadar konuştum sadece Donghae’i anlatmışım.. Dizi gerçekten güzel başroldeki kızımız da sevimli hakkını yemeyeyim şimdi ama hala 30 yaşında olduğuna inanamıyorum.. Yalnız ben gibi tatlı delisiyseniz izlerken zorlanabilirsiniz. Ama siz yine de izleyin pişman olmayacaksınız. Yalnız ben gibi Donghae hayranıysanız kiss sahnelerinde çok canınız sıkılabilir araya Kadir İnanır misali girip “durun, kesini yeter  ne oluyor burada dağılın diye” bağırmak isteyebilirsiniz J Kendime Halil Sezai’den İsyaannn şarkısını armağan ediyorum J




LOVE RAİN

Kore dizisi izleyip ilk defa çok sevdiğim oppam(aslında bu lafı sevmiyorum zaten hem abiye hem sevgiliye deniyor yani tam manasını bende çözemedim)  Jang Geun Suk’un dizisi. Dizi hem yetmişli yıllarda hem de günümüzde geçiyor. Jang Geun kesinlikle harika bir oyuncu dizi de çok güzeldi tekrar tekrar izleyebilirim ( ki birkaç kere izledim ).. Girls Generation grubunu sevmem ama Yoona’ya bayıldım başrol kızımız. Diziyi izlerken kader diye bir şey kesinlikle var ona inandım… “İlk seferde birini sevmek üç saniyeni alır. Ama birini sevmeyi bırakmanın üç saniyede olması imkansızdır. ” dizide en sevdiğim sözlerden biriydi. “hana dul sed”  J İzleyin görün pişman olmayacaksınız J







FAİTH

 Normalde insanlar pazartesileri sevmez haklı olarak bende hiç sevmem ama bu sırf bu dizi yüzünden pazartesiyi iple çeker oldum. Daha öncede Love Rain için sabırsızlıkla pazartesiyi beklerdim (dipnot). Dizimize dönersek Kore dizilerinde bu ara geçmiş ile gelecek arasında yolculuk yapma senaryosu epey moda oldu. Bu dizimizde de öyle. Karakterler gayet ilgi çekici, dizi sürükleyici aşk, entrika, ihtiras hepsi var J Sonu gerçekten nereye varacak hiç tahmin edemiyorum bunun içinde sabırsızlıkla beklemekteyim.. Ama umarım klasik Kore dizi finalleri gibi kötü olmaz..Dizileri güzel hoş da finalleri hiç düzgün yapamıyorlar L Sonunun ilginç ve hoşa giden şekilde bitmesini ümit ederek yeni dizime geçiyorum.




QUEEN IN HYUN’S MAN


Bu diziye ne desem az olacak ben öyle hissediyorum J izlerken çok keyif almıştım. Aşk gerçekten ne zaman ne de mekân tanımıyormuş… Tek kelime ile harika aşkın mucizesi bu dizi. Normalde erkek karakterler daha çok sevilir ama ben kıza bayıldım o nasıl bir sevimliktir ya kıza bayıldım. Gerçi çocuğun da hakkını yemeyelim şimdi oda gayet iyiydi, çok güzel bir ikili olmuşlar. Diziyi izlerken ne kadar gerçekçi oynuyorlar diyordum meğersem çocuk kıza âşıkmış ve sonra gerçekten sevgili olmuşlar ki bence çok da iyi yapmışlar.. Kendilerine bir ömür boyu mutluluklar dileyerek diziyi mutlaka ve mutlaka izleyin diyorum… İzledikten sonra içinizde kelebekler uçuşacak J Hatta ben gibi suratınızda garip bir gülümseme ile gezebilirsiniz.

Sonuç olarak aslında daha çok anlatmak istediğim dizi var ama şimdilik bunları izleye durun birden yüklemeyeyim o kadar diziyi! Sizi de “korecan” yapabilirsem ne mutlu bana,  her hangi bir kusurum varsa affola…  Hoşçakalın Kore dizileriyle kalın. Bütün dizileri buradan izleyebilirsiniz J

Bi bana baksana!!

Bu sitede yer alan tüm yazı ve içerik gerberaa.blogspot.com adresine aittir. İzin alınmadan veya şu siteden alınmıştır şeklinde isim belirtmeden alıntı yapılması, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun Haklara Tecavüzün Önlenmesi başlıklı 81.maddesine göre suçtur. Sonra ‘vay efendim bilmiyordum, düşünemedim’ deme! Bağlantı koy şurdan alıntıdır diye ciğerimi ye, beni de psikopata bağlatma ama dmi? J

© 2011 gerberaa, AllRightsReserved.

Designed by ScreenWritersArena